IRAK?TA MÜSLÜMAN?CA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Irak?ta önemli ve ciddi gelişmeler oluyor.

Gelişmelerin, Suriye?dekine benzer, Sünni-Şii çatışmasının başlangıcı olarak görülmesi gerekir.

Ortadoğu?da parçalanmanın planlayıcılarının yeni bir safhanın fitilini ateşlediklerini söyleyebiliriz. ABD işgali ile ekilen tohumlar meyvelerini vermeye başladı.

Ayrıca Kuzey Irak?ta siyasi organizasyonunu tamamlamış bir Sünni Kürt Özerk bölgesi ve bu Kuzey Irak Kürt bölgesi ile fiili irtibatı sağlamış olan Doğu Suriye?deki, Suriye muhalefetine nazaran daha organize PYD (Demokratik Birlik partisi) hâkimiyetindeki Suriye Kürt Bölgesi dikkate alındığında, Sünni-Şii Çatışmasının içinde etnik Kürt-Arap Çatışması ihtimali de başlatılmış olan iç harbe başka bir boyut kazandırmaktadır.

34 Milyon olan Irak Nüfusunun %75?i Arap, %20?i Kürt ve %5?i de Türk olarak gösteriliyor. Ayrıca toplam nüfusun %70?i Şii, %30?unun da Sünni olduğu biliniyor.

IRAK?TA MÜSLÜMAN?CA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Irak?ta önemli ve ciddi gelişmeler oluyor.

Gelişmelerin, Suriye?dekine benzer, Sünni-Şii çatışmasının başlangıcı olarak görülmesi gerekir.

Ortadoğu?da parçalanmanın planlayıcılarının yeni bir safhanın fitilini ateşlediklerini söyleyebiliriz. ABD işgali ile ekilen tohumlar meyvelerini vermeye başladı.

Ayrıca Kuzey Irak?ta siyasi organizasyonunu tamamlamış bir Sünni Kürt Özerk bölgesi ve bu Kuzey Irak Kürt bölgesi ile fiili irtibatı sağlamış olan Doğu Suriye?deki, Suriye muhalefetine nazaran daha organize PYD (Demokratik Birlik partisi) hâkimiyetindeki Suriye Kürt Bölgesi dikkate alındığında, Sünni-Şii Çatışmasının içinde etnik Kürt-Arap Çatışması ihtimali de başlatılmış olan iç harbe başka bir boyut kazandırmaktadır.

34 Milyon olan Irak Nüfusunun %75?i Arap, %20?i Kürt ve %5?i de Türk olarak gösteriliyor. Ayrıca toplam nüfusun %70?i Şii, %30?unun da Sünni olduğu biliniyor.

30 Nisan 2014 tarihinde yapılan genel seçimlerden tek parti iktidarı çıkarılamadı. Koalisyon zorunlu, ancak hükümet oluşturulamıyor. Nuri El Maliki?nin geçmiş dönemdeki mezhepsel yaklaşımı ve Sünni kesimi baskı altına alması, hükümetin oluşturulmasını zorlaştırıyor.

Sünni Kesimde kontrolün EL-Kaide uzantısı ?Irak Şam İslam Devleti? IŞİD?ın elinde olması bu kesimin kontrol edilmesini de imkânsızlaştırıyor. IŞİD?in radikal tutumu Sünni kesimin de zaman içinde, etnik tabana dayalı ve inanç bazında yeni fraksiyonların sahneye çıkması beklenmelidir.

Geçtiğimiz aylarda, Irak?taki Sünni Kesimin dini liderleri Türkiye?de aktif destek turları gerçekleştirdiler. Somut yardım bulamadılar.

IŞİD, birkaç ay önce Suriye?deki hâkim olduğu bölgeleri tahliye etmişti. Başka bir bölgede aktivitesini arttıracağının belirtisi olarak değerlendirmiştik. Irak?ta sıklet merkezi teşkil etti.

Mücadeleye stratejik şuurla başladı. Bankaları işgal ederek varlıklarına el koyması, askeri kışla ve tesisleri ele geçirerek silah ve malzemeye sahip olması ve petrol yataklarına yönelmesi saldırı için hazırlıklı olduğu ve taraflar içinde askeri gereklere göre hareket eden en deneyimli ve kurumsal yapıya sahip bir güç olduğunu göstermiştir.

IŞİD?ın Türkiye?nin Musul Başkonsolosluğunu işgali, Başkonsolos, Konsolosluk görevlileri ve Türk şoförlerinin rehin alınması IŞİD?in Türkiye?ye düşmanca tavır içine girmesi anlamına gelmektedir.

Bu girişim Türk topraklarına tecavüz anlamına gelmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, benzer durumlarda, hem mukabele hakkını etkili şekilde kullanmaya, hem de rehineleri kurtarma operasyonu yapmaya hazır olmak zorundadır. Sınırlarımıza 100 Km. mesafede cereyan eden bir saldırıya misli ile mukabele etmeyip, BM ve NATO?yu göreve çağırmak acziyet olarak kabul edilmelidir. Hukuk dışı güç kullanılarak yapılan saldırılara misli ile mukabele etmek Devletimizin Savunma Stratejisi içine alınmalı ve bu görevi yerine getirecek kuvvet de vakit geçirmeden hazır hale getirilmelidir.

Irak?ta yeni mezhepsel ve etnik kanlı çatışmalar başlamıştır. İslâm Âlemi sahiplenmez ise nerede duracağı belli olmaz.

Irak Başbakanı Nuri El Maliki, BM, Arap Birliği ve AB?ye çağrıda bulundu. Parlamentoyu toplantıya çağırdı. Olağanüstü hal ilanı istedi.

Türkiye Kuzey Irak Kürt yönetimi ile yaptığı petrol anlaşmasını yürürlüğe koydu. Bağdat Hükümeti buna razı değil. Türkiye ile yıldızı barışık değil.

Irak?ta bu günkü karşı taraflar tahrik edilerek baş başa bırakılırsa geçmişe nazaran daha büyük acıların çekileceği bir coğrafya haline gelebilir.  İran?ın Şiileri, Suudi Arabistan?ın Sünni Arapları, Türkiye?nin Sünni Kürt ve Türkmenleri, batının da her kesimi desteklemesi faciaya benzin dökmek anlamına gelecektir.

İran Devlet Başkanı Türkiye?ye, Mısır?dan sonra ziyarette bulundu. Mezhep ayrılığı Suriye?de Türkiye ile İran?ı karşı karşıya getirdi. Doğalgaz konusunda anlaşmaya varılamamakla birlikte, ziyaretin iki Ülke arasındaki ilişkilerin Müslüman?ca devam etmesine katkı sağlaması mümkün olabilir.

Türkiye İran anlaşırsa Irak?taki kargaşanın en az zararla atlatılması sağlanabilir.

Türkiye, Arap Birliği ile ilişkileri daha samimi çerçeveye sokarak Suudi Arabistan ile ilişkiyi rayına sokabilirse, Irak?taki kontrolün sağlanması daha kolay olur.

Irak?ta Sünniler, Kürtler ve Türkler azınlıktır. Hakları korunarak çoğunluğu teşkil eden Şiilere de, adaletli davranması şartıyla, hakkı teslim edilirse, kanlı çatışmalar, bunu isteyen Batılı Güçlere fırsat verilmeden, dengeli bir merkezî hükümet kurdurulabilir ise mesele Irak?ın bütünlüğü muhafaza edilerek Müslüman?ca çözülebilir.

En önemli görevin Türkiye-İran ve Suudi Arabistan?a düştüğüne inanıyorum.

Son gelişmelerden rahatsızlık duymamak mümkün değildir. Bu gelişmeler, ASSAM ve SADAT ile açmak istediğimiz şemsiyenin önemini bir defa daha ortaya koymaktadır. İtidal tavsiyesi ve müştereklerin öne çıkarılma zamanıdır.

Eğer bu zamanda, Müslüman Ülkelerin bir parlamentosu olabilseydi, bu parlamento etkili bir ani müdahale gücüne sahip olsaydı, Nuri El Maliki?nin ne Birleşmiş milletlerden ne de Avrupa Birliğinden yardım istemesine gerek kalmayacaktı. İslâm Dünyasının kendi içindeki anlaşmazlıklarının çözümünü, bu anlaşmazlıkları planlayıp uygulamaya koyduran batıdan beklemesi ve açıkça da talep etmesi ne acı!..

ABD 2003 yılında, Saddam?ın militarist uygulamalarında kullandığı Silahlı Kuvvetler ayakta iken, üç Tümen ile Irak?ı bir hafta içinde işgal etmişti. Türkiye, İran ve Suudi Arabistan birer tümen kuvvetini Irak sınırında toplasa, Irak?ta adil bir yönetimin oluşmasını ve 34 milyon Müslümanın can güvenliğinin güvence altına almasını sağlayabilir. Müslüman Ülkelerin yöneticilerinden böyle girişimleri bekliyoruz. İrademizi hak ve adalet istikametinde birleştirir isek, İslâm Dünyasında barış ve huzuru kimseye muhtaç olmadan sağlayabiliriz.

Allah Müslüman (Sünni-Şii; Arap-Kürt-Fars-Türk) Liderlere basiret nasip etsin.

İslâm Ülkelerinin bir irade altında toplanması için gayret gösterenlerin Allah yardımcısı olsun.

Adnan Tanrıverdi

Emekli general

 

 

 

 

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn