Savaşanlara Allah'ın Yardımı (20 Nisan 2002)

SAVAŞANLARA  ALLAH (CC)'IN YARDIMI

Âl-i İmrân Sûresi, Ayet-13 :
(Bedir'de) Karşılaşan iki fırkada, sizin için bir ibret vardır. Bir fırka ALLAH yolunda çarpışıyordu, diğeri kâfirdi. Onlar, öbürlerini (Müslümanları) göz baka baka kendilerinin iki misli görüyorlardı (Müslümanlar 313 kişi, kâfirler 1000 kadardı). Allah dilediğini yardımı ile te'yid eder. Şüphesiz bunda anlayış sahiplerine kesin bir ibret vardır.

 

Âl-i İmrân Sûresi, Ayet 123,124:
Muhakkak ki Allah, siz daha zayıf olduğunuz halde, Bedir?de sizi muzaffer kılmıştı! Öyle ise    Allah?tan sakının, tâ ki şükredesiniz. (Ayet-123)
O zaman sen mü?minlere şöyle diyordun: ?Rabbinizin, size indirilmiş üç bin melekle yardım etmesi size  yetmez mi? (Ayet-124)

Muhammed Sûresi, Ayet-7 :
Ey iman edenler! Eğer (siz) Allah'a (dînine) yardım ederseniz, (O da) size yardım eder ve ayaklarınızı sâbit kılar.

Âl-i İmrân Sûresi, Ayet-160 :
Eğer ALLAH size yardım ederse, artık size gâlip gelecek kimse yoktur! Eğer sizi yardımsız bırakırsa, o takdirde O'ndan sonra size kim yardım edebilir? Öyle ise, Mü?minler ancak Allah'a tevekkül etsinler.

Âl-i İmrân Sûresi, Ayet-28 :
Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin! Kim böyle yaparsa, artık Allah'dan (onun için yardım nâmına) bir şey yoktur; ancak (dost görünerek) onlardan (gelebilecek)(*) bir tehlikeden sakınmanız müstesnâ! Bununla beraber Allah, sizi kendisinden sakındırır! Dönüş ise ancak Allah'adır.(* Ayet-i Kerîmenin bu hükmü, İslâmiyet?in kuvvetlenmesinden önce idi.)

Âl-i İmrân Suresi, Ayet-157:
Şânım hakkı için, eğer Allah yolunda öldürülür veya(o yolda iken) ölürseniz, elbette Allah?tan bir mağfiret ve bir rahmet, onları (dünyada) toplamakta olduklarından daha hayırlıdır.

Âl-i İmrân Suresi, Ayet-169  :
Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Bil?akis (onlar) hayattadırlar, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.


ALLAH (cc)?IN  ŞAVAŞ İLE İLGİLİ EMİRLERİ :

Bakara Sûresi, Ayet ? 216, 217,218 :
-(Ey mü?minler) Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı.(*) Fakat umulur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için daha hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi de seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. (Sizin için hayır olanı) Allah bilir, siz bilmezsiniz. (A-216)
(*) Bir hadîsi şerifte Resûlullah (Aleyhissalâtü vesselâm): ?Kim gazâ etmeden veya kendini gazâya hazırlamaksızın vefât ederse, câhiliyet ölümü ile ölür? buyurmuştur. (ibn-i Kesîr, c.1, 189)
?Cihâda asker sevk etmekte, elbette bazı cüz?i ve maddî ve bedenî zarar ve şer olur. Fakat o cihâdda hayr-ı kesîr (büyük hayır) var ki, İslâm küffârın istilâsından kurtulur.? (Mektubat, 12.Mektup, 32)
            ( Ey Resûlüm!) Sana, haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: ?Onda savaşmak    büyük bir günahtır. Fakat (insanları) Allah yolundan men etmek ve O?nu inkâr etmek, Mescid-i Harâm?dan (men etmek) ve ehlini oradan çıkarmak Allah katında (günah cihetinde) daha büyüktür. Böyle fitne (çıkarmak ve mü?minleri inkâra zorlamak), öldürmekten daha büyük (bir günah)tır. (**) (Ey Habibim) Eğer güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmayı bırakmazlar. İçinizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse,(***) işte onlar dünya ve âhirette  amelleri boşa gidenlerdir. Ve yine onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (A-217)
(**) Peygamber Efendimiz (asm)?ın, Kureyş?in ahvalini gözlemek üzere gönderdiği birlik, bir Kureyş kervanıyla karşılaşmış ve ileri gelenlerden birini öldürerek ganîmetlerle Medîne?ye dönmüştü. Recep ayının son günü meydana gelen bu hadisenin Kureyşlilerce ?haram ayların ihlâli? olarak etrafa yayılması Müslümanlar arasında büyük üzüntüye sebep oldu. Birlikteki fertlerin, yaptıklarına çok pişman olarak, affedildiklerini beyan edecek bir vahyi beklemeye başlamaları üzerine bu âyet-i kerîme nâzil oldu. (İbn-i Kesîr,c.1,190)
(***) ?Bazılarının dinden râbıtaları kopsa, o vakit o dinsizler hayat-ı ictimâiyede bir semm-i kâtil (öldürücü zehir) hükmünde zarar verecekler. Çünkü mürtedin (dinden dönenin) vicdânı tamamen bozulduğundan, o mürted hayat-ı ictimâiyeye zehir olur.? (Lem?alar, 17. Lem?a, 126)
-Muhakkak ki imân edenler  ve Allah yolunda hicret edip cihad edenler var ya, işte onlar Allah?ın rahmetini ümîd ederler. Çünkü Allah Gafûr (kullarını çok bağışlayandır)dır, Rahîm (onlara çok merhametli olan)dır. (A-218)

Enfal Sûresi Ayet-15,16:
-Ey îmân edenler! Ordu hâlinde inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman, (çokluklarına bakarak) hemen onlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın)! (A-15)
-(Tekrar) savaşmak için bir tarafa çekilen veya başka bir birliğe katılan müstesnâ, kim öyle bir günde onlara arkasını dönerse (kaçarsa), artık hiç şüphesiz Allah?tan bir gazaba uğramış olur ve onun varacağı yer Cehennemdir! O ise ne kötü varılacak yerdir! (A-16)

 

Tevbe Sûresi, Ayet-29,36, 38, 39, 41, 42, 44, 45 :
 -Kendilerine kitap verilenlerden Allah?a ve âhiret gününe iman etmeyen , Allah?ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dîni din edinmeyen kimselerle, zelil bir hâle düşmüş kimseler olarak cizye verinceye kadar savaşın.  (Ayet-29)
 
-Şüphesiz ki, gökleri ve yeri yarattığı günde, Allah?ın Kitâbı?nda (Levh-i Mahfûz?da) Allah katındaki ayların sayısı on iki aydır; onlardan dördü haram (aylar)dır.* İşte doğru din budur; öyleyse onda (o haram aylarda günahlara girerek) nefislerinize zulmetmeyin ve müşrükler nasıl sizinle hepsi birleşerek savaşıyorlarsa, siz de onlarla (kendi aranızda) birleşerek savaşın! Ve bilin ki Allah, gerçekten takvâ sahipleriyle beraberdir. (A-36)
*Burada zikredilen ?Haram aylar?dan murad. Zilka?de, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. (Celâleyn Şerhi,c.3,251)  

-Ey îmân edenler! Size ne oldu ki: ?Allah yolunda seferber olun? denildiği zaman (olduğunuz)  yere ağırlaştınız (çakılıp kaldınız)! Âhiretten (vazgeçip) dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat (iyi bilin ki) dünya hayatının menfaati, âhiretin yanında ancak pek azdır. (**) (A-38)
(**) Bu ayet Tebük Seferi hakkındadır. Mevsim çok sıcak, yol pek uzun ve Medîne?de tam hurma toplama zamanı olduğundan, bazı mü?minlerin bu sefere iştirâkte ağır davranması bu ayetin nüzûl sebebi oldu.(Celâleyn şerhi,c.3,253)

-Eğer savaş için koşup toplanmazsanız, (Allah) sizi (pek) elemli bir azâb ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; hem O?na hiçbir zarar veremezsiniz. Çünkü Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (A-39)

-(Ey Mü?minler) Gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak (savaş için) seferber olun ve mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihâd edin! Eğer bilirseniz, bu sizin için hayırlıdır. (A-41)

-Eğer yakın bir (dünya) menfaat(ı) ve orta (mesafede) bir yolculuk olsaydı (o geride kalan münâfıklar) elbette sana tâbi olurlardı; fakat meşakkatli mesâfe(deki Tebük Seferi) onlara uzak geldi. Bununla beraber: ?Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık!? diye Allah?a yemin edeceklerdir. (Bu yalan yeminleriyle) kendilerini helâk ediyorlar. Allah ise, hiç şüphesiz onların yalancı kimseler olduklarını biliyor. (A-42)

-Allah?a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihâd etmeleri hususunda (cihaddan geri kalmak için) senden izin istemez. Allah ise, takvâ sâhiplerini pek iyi bilendir. (A-44)

-Ancak Allah?a ve âhiret gününe îmân etmeyen ve kalpleri şüpheye düşmüş olup da şüpheleri içinde bocalayıp duranlar senden izin ister. (45)

 

NOT: Yukarıdaki Âyet-i Kerîmeler Hayrat Neşriyatın 2001 basımlı ?Kur?ân-ı Kerîm ve Muhtasar Meâli? isimli Kur?ân?dan alınmıştır.

Derleyen
Adnan Tanrıverdi

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn