Harun Yahya ve Hizmetleri (24 Kasım 2005)

HARUN YAHYA VE HİZMETLERİ

Harun Yahya serisi yayınlarla ilk olarak, ?Yeni Dünya Düzeni? ya da ?Yeni Masonik Düzen? isimli 950 sayfalık, Kur?an hakîkatleri ışığında hazırlanmış, son beşyüz yıllık İnsanlık tarihine değişik bir açıdan bakan, altını çizerek okuduğum ve istifade ettiğim kitapla, 1997 yılında tanışmıştım. 

Bu yıl emekliliğimin ilk yılı idi. Ülkemiz de post-modern bir darbe sürecini yaşıyordu. Bu eser vasıtasıyla, darbecilere daha net bakma imkânı bulmuştum. Bu nedenle, Harun Yahya ismi arkasındaki ekibi, daha doğrusu, ?Bilim Araştırma Vakfı? (BAV) ekibini daha yakından tanıma imkânlarını aradım.

 

Arayınca buluyorsunuz. Karşıma pırıl, pırıl, şık ve kültürlü-donanımlı gençler çıktılar. Sonra da onları ve Adnan Hoca Efendi ile eserlerini zaman içinde tanıma ve değerlendirme şansına sahip oldum. 

Faaliyetleri ile İslâmî Kesim tarafından boş bırakılmış önemli bazı alanları etkili bir şekilde doldurduklarını düşünüyorum. İnceleme-araştırma ve fikirlerini parlak-kuşe kağıtlarda yayınlıyorlar. Osmanlı?nın ihtişamını hatırlatıyor. Ve o zamanları özletiyor. 

Bir ara, Darvin?in Evrim teorisine savaş açtılar. Uluslar arası arenada, bir seri konferanslarla, Yaratılış gerçeğini, seçkin Bilim Adamlarının ağzından, dinlememizi sağladılar. Bir tanesine katılma imkânı bulmuştum. ABD Üniversitelerinde, Darvin teorisinin yanı sıra, insanın yaratılış gerçeğinin de ders olarak okutulacağına dair basında haberler yer almıştı. Batı insanı için güzel bir gelişme, darısı bizim Üniversitelerimizin başına diyelim. 

Bir seri konferansla, Kıbrıs sorununun çözümü için yoğunlaştılar. Milli davamızı sahiplendiler. Lefkoşe?deki konferansa katılma imkânı bulmuştum. Geniş yelpazeden bilim, fikir ve siyaset adamları katılmıştı. Milli meseleleri toplumun değişik kesimlerinden insanımızın sahiplenmesine imkân veren bir gayret olarak değerlendiriyorum. 

Dış Türklerin sorunları ile ilgili çalışma ve gayretleri de aynı derecede samimi ve önemli buluyorum. Çünkü onlar, Ülkemizin çevresinde, Komşularımızla barışa uzanan birer köprüdürler. İlimde, kültürde, ticarette, siyasette ve devlet idaresinde varlık gösterebilmeleri için Ana Vatan tarafından yakından desteklenmesi gereken barış elçilerimizdir. 

Son olarak da bir yıla yakın bir süredir, gayretlerinin ve yayınlarının hedefini,  ?Türk-İslâm Birliği? fikri oluşturuyor. Dördüncü sayısının basım hazırlıklarının yapıldığını öğrendiğim, ?Türk-İslâm Birliği? Dergisinin birinci sayısında, acizane bir makale ile katılmıştım. İlk derginin tanıtım toplantısına da katılma mutluluğunu tatmıştım. Bu konuda çalışma ve faaliyetlere, aktif oluşumlara, Türk-İslâm Âleminin olduğu kadar, küresel barışın tesisi bakımından, bütün Dünya Milletlerinin de ihtiyacı olduğuna inanıyorum. 

Türk-İslâm Âlemi?nin sahip olduğu coğrafya;  Dünya hakimiyeti için mücadele veren Süper güçlerin, isteseler de  istemeseler de, mücadelelerini sürdürmek zorunda kalacakları bir coğrafyadır. Bu coğrafyanın konumu, büyüklüğü ve kaynakları, dünyaya hakim olmaya yetecek değerdedir. İslâm Medeniyetinin alt Kültürlerini oluşturan, Türk-İslâm Milletleri, bu coğrafyanın gerçek sahipleridir. Ya işlevlerini, birliği sağlayarak yerine getirecekler. Ya da, devlerin mücadelesinde ayak altında kalıp tarih sahnesinden silinecekler. 

Bu gerçeğin bilincinde olan ABD, Müslüman Milletlerin birlik tesis etmesini önlemek ve gelişmekte olan Hindistan, Çin, Rusya ve AB?nin, kendisi ile rekabet edecek seviyeye gelmelerinden önce, Afganistan ve Irak?a askerî harekât icra ederek bölgeye yerleşme gayreti içine girmiştir. 

21nci asırda; ABD, AB, Rusya, Çin ve Hindistan?ın çatışma alanı; bu gün Türk ve Müslüman Milletlerin kontrolünde bulunan alan olacaktır. Bu nedenle, Türk-İslâm Milletlerinin, ilk hedefi  ABD?yi bu coğrafyadan kovmak, müteakip hedefi de organik birliği oluşturmak olmalıdır. Bu amacın temini için yapılacak her türlü girişimin desteklenmesi de şuurlu her Müslüman?ın görevi olmalıdır. 24 Kasım 2005 

Haklarında verilen beraat kararları ile; bir zamanlar haksız yargı takibine ve bir kısım maksatlı basının linç harekâtına haksız olarak  maruz bırakıldıkları anlaşılan,  Muhterem Adnan Oktar Hoca Efendiye ve değerli genç dava arkadaşlarına çalışmalarında başarılar diler, bu vesile ile kalbi bağlılığımı sunarım.  20 Aralık 2005

Adnan Tanrıverdi
(E) Tuğgeneral
ASDER Gnl.Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn