18 Mart 1915 Muharebeleri ve Deniz Zaferi

18 MART 1915 MUHAREBELERİ VE DENİZ ZAFERİ . (3NCÜ SAFHA)

Kroki

Sinirleri bozularak aklî dengesini kaybeden Amiral KARDEN yerine, Müttefik Donanma Komutanlığına Yardımcısı Amiral DE ROBEK, (16 Mart 1915 tarihinde) getirildi.

Yeni Komutan üçüncü safha harekâtını 14 Mart yerine, 18 Mart?a almak dışında planda bir değişiklik yapmadı. Özetle Harekât şöyle planlanmıştı. 18 Mart günü Merkez Tahkimatı, (ÇANAKKALE-KİLİTBAHİR Hattına kadar) tahrip edilecek,mayın hatlarından bir gedik açılarak Boğaz geçilecekti. (10/11 Mart gecesi elde edilen sonuç nedeniyle, mayın hatlarının mayın arama gemileri tarafından ,gece yapılan görevlerle, başarılamayacağı, bu nedenle Merkez tahkimatının bütün donanma ile 14 Mart günü tahribini müteakip mayın hatlarından geçit açılmasına, A.Karden tarafından karar verilmişti.)

Bu maksatla Muharebe Gemileri ÜÇ GRUP halinde tertip edildi :

Kroki

  • 1 NCİ GRUP ( 4 İng. Gemisi) : Hat halinde tertiplenmiş olarak Boğaza girecek, Merkez Tahkimatının başlangıcı olan Kepez Br.- Havuzlar D. Ağ. hattına 14000 Yrd. (12800 m.) yaklaşacak (Erenköy-Kereviz D.Ağ.hattı) , buradan Merkez tahkimatını bombardıman ederek, müteakiben ileri çıkacak olan 2nci ve 3ncü Grubu destek görevini yapacaktı.
  • 2NCİ GRUP ( 4 Fr. Gemisi) : 1nci Grubun desteğinde, onun iki yanından 2 şerli olarak geçerek, Merkez Tahkimatının başlangıç hattına 8000 yarda(7300m.) mesafe kalıncaya kadar hat şeklinde yanaşacak ve tahkimatı yakından tahrip görevi yapacaktı.
  • 3NCÜ GRUP ( 8 İng. Gemisi) 2nci Gruptan dört saat sonra, 1nci Grubun arasından geçerek ileriye yanaşacak (gemiler 6?sı önde,2?si geride olarak) ve 2nci GRUBUN görevini devralacaktı: Mayın tarama işine ilk bombardımandan 2 saat sonra başlanacak, mayın hatlarından 900 Yardalık (820 m.) ir gedik açılacaktı.

18 Mart 1915 Düşmanın Denizden Boğaza Taarruzu ve Türk Zaferi :

Ve işte 18 Mart 1915...

 

Şimdi Çanakkale Boğazında o zamana kadar tarihin kaydetmediği en korkunç bir KARA ile DENİZİN savaşı başlamak üzere..

Onlar Boğazı açmak biz kapamak için çalışıyoruz..

Elbette talih, vatanını savunmaktan başka bir niyeti olmayan, bu uğurda canını seve seve vermeye hazır olana gülecektir.

Kroki

Saat 08.30

Boğaz önüne doğru Amiral gemisi QUEN ELİSABETH tam yolla geliyor. KUMKALE önlerinde bir müddet durdu. Diğer gemileri bekledi. Onlar yaklaşınca boğaza girdi. QUEN ELİSABETH?i takiben:

 

AGA MEMNON,

LORD NELSON,

İNFLEXİBLE, ilk hattaki yerlerini aldılar.

Hedef Merkez tahkimatı. Mesafe 14 000 m. Hemen arkasında FRANSIZ Filosu:

GAULOİS ,

CHARLMAGNE,

BOUVET ve

SUFFREN. 7 000 m.?ye kadar sokulacak ve Merkez Bataryalarını susturacak. Geride ihtiyatta tutulan 8 Zıhlıdan oluşan 3 üncü Gr. (PRİNCE GEORGE, TRİUMPH, MAJESTİC, VENGENCE, İRRESİSTİBLE, ALBİON, OCEAN, SWİFTSUR) İngiliz gemileri, 4 saat sonra Fransız gemilerini değiştirecek. Özetle 708 TOP? luk deniz gücü planlandığı şekliyle, boğazdaki yerlerini aldılar.

Saat 11.30 :

Kroki

QUEN ELİSEBETH ilk mermisini alçı tepeye fırlatarak hücumu başlattı. Ardından diğer gemiler ÇİMENLİK Bataryasını 16 000, Anadolu HAMİDİYE?sini 15 000, KİLİTBAHİR MECİDİYE?sini 15 000 metreden yoğun bir bombardıman ile dövmeye başladılar.. Düşmana sadece gizli ve seyyar bataryalar cevap veriyordu. Bu bataryaların 15/28 lik düşmana zayiat verdirmekten çok onları huzursuz ediyordu. Bu toplar, ateşe başladıkları yerlerden kısa zamanda kayboluyorlar, sonra hayvanlarla çekilerek götürüldükleri diğer mevzilerden yeniden ateşe başlıyorlardı. Zırhlılar tabyalarımızın menzili dışında kaldığından, sabit tabyalardan tek tük atılan mermiler denizde büyük su sütunları çıkarmaktan ileri gidemiyorlardı. Düşmanın 11,30?da başlayan ve yaklaşık 45 dakika süren korkunç bombardımanının neticesinde Tabyalarımızın durumu şöyleydi..

Boşaltılan Çanakkale şehri yer yer yanıyordu..

ÇİMENLİK Tabyası bir cehennem havası içinde ve düşmana karşılık veremez halde?.

KİLİTBAHİR MECİDİYE?sinde iki 35,5 luk saf dışı edilmiş?.

DARDANOS?da top döşemeleri toprakla örtülmüş?.

Anadolu HAMİDİYE?sinde ise düşman ateşi tamamen tesirsiz, insanca bir zayiat yok denecek kadar az..

Bataryalarımızın sessizliğine bir mana veremeyen Amiral, gemilerini biraz daha ileri sürdü.

Saat 12.20 :

Kroki

Bataryalarda sessizliği yırtan bir komut ?TOP BAŞINA ?!...

Toplarını öpenler, birbirine sarılanlar ateşe başladılar. Ani ateşle karşılaşan düşman donanmasının düzeni bozuldu. Geriye dönüp ateşimizden kaçmaya uğraşıyorlar. İNFLEXİBLE yanıyor..

DARDANOS?un 35,5 luğu AGAMEMNON?un bacasını bir nilüfer çiçeği haline koydu. PRİNCE GEORGE?da da 5 hatıra bıraktı..

Bundan sonra, aradaki boşluklardan faydalanarak, Fransız filosu birinci hatta geçti. GAULOİS ve SUFEREN ağır isabetler aldılar. GAULOİS saf dışına çıkması için emir aldı. Çekilirken karaya oturdu. BOUVE kaçmaya çalışıyor, ilk önce sağa yattı, dengesi bozuldu. Bu sırada bir mayın karnını deldi. Sarı bir duman yükseldi ve koca zırhlı dumanın arkasında birden kayboldu. Zayiat 14 subay, 529 er. Fransız filosunun bu perişan hali karşısında Amiral DE ROBECK, onları geriye alarak ihtiyat filoyu muharebeye soktu. MAJESTİC, VENGENCE, İRRESİSTİBLE, ALBİON, OCEAN, SWİFTSUR zırhlıları Fransız filosunun yerlerini aldılar. Çekilen ve onların yerini alan gemi toplarının boğazda meydana getirdiği gürültüyü tarif imkânsızdı..

ÇANAKKALE tekrar yanmaya başladı?.

ÇİMENLİK ve diğer tabyalarımızda şehitlerimiz var? Bataryalarımız tekrar ilk sessizliğine gömüldü?.

Çok mermi sarf etmiştik. Cephaneden tasarruf gerekiyordu. Ama bu ateş kesiş, Amiral DE ROBECK?e tabyalarımızın düştüğü zannını verdi ve onu ümitlendirdi. Derhal mayın tarama filotillasına ileri emrini verdi. İşte bu komut muhteşem filonun bozgununun başka bir safhasının başlangıcıydı. Mükemmel bir atışa başlayan bataryalarımız, kısa zamanda 5 mayın gemisi ve bir muhrip batırmış ve boğazın bu kısmını boşaltmıştı.

Saat 15.00 :

Kroki

38 lik bir mermi Anadolu HAMİDİYE?sindeki personeli açıkta yakalıyor. 11 şehit veriyoruz. Yaralanan batarya subayının endişesini gören ve ?meraklanma komutanım, yaran benimkinden hafiftir. Bak, benim bir bacağımla bir kolum yok. Ama ben yine tasalanmıyorum? diyerek cesaret vermeye çalışan gözetleme Çavuşu MEHMET , iki dakika sonra gözlerini hayata ebediyen kapıyor ve diğer 10 arkadaşının arasına katılıyordu.

Saat 15.32 :

Kroki

Rumeli MECİDİYE?sinden atılan bir mermi IRESISTIBLE?a bacasını kaybettirdi. HAMİDİYE?den su kesimine bir isabet daha aldı. Sancak tarafına yattı . Doğuya doğru manevra yapmakta iken bir mayına çarptı. Makine dairesi delindi. Batmaya başladı. Üzerine hala mermi yağıyordu..

QUEEN ELİSABETH?in bir mermisi Rumeli MECİDİYE?sinin cephaneliğini havaya uçurdu. Sadece ALİ ile Mehmet oğlu SEYİT sağ kaldılar. SEYİT?in tek başına taşıdığı 296 kiloluk (215 okka) mermilerden biri ile su kesiminden isabet alarak dümen donanımı tahrip olan OCEAN evvela bir sarsıldı sonra bir mayına çarparak, düşman donanması için boğazın derinliklerinde hazırlanmış müzedeki yerini almak üzere gözden kayboldu..

Akşama doğru, CEVAT Paşa durumu yerinde görmek için MECİDİYE Bataryasına geldiğinde gördüklerini şöyle anlatır:.

?Olay yerine gittim, havaya uçurulan cephanelikteki tahribat müthişti. Bu günün en büyük zayiatını burada vermiştik. 14 şehidimiz vardı. Bir ağacın altında bir nefer uzanmış yatıyordu. Kendisine seslendim..

_ Neyin var evladım diye sordum. Hemen yerinden fırladı ve bana bakmayarak vaziyet aldı.

_Vah, vah yavrum. Yoksa gözlerinden rahatsızmısın dedim.

Bu üzüntümü hissedince :

_ Merak etmeyin üzülmeyin efendim. Ben gözlerimi, göreceklerimi gördükten sonra gördüm diyerek beni ağlattı.?

Saat 16.30 :

Kroki

İNFLEXİBLE?a isabet eden ikinci mermi güvertesinde yangın çıkardı, 15 dakika sonra bir mayına çarparak baş üstüne dikildi. Muhteşem armadanın perişan bir halde başlarının çaresine bakmaya başladıkları harekâtın son saatleriydi..

6 saat 45 dakika süren ve vatan aşkının ve kutsal değerlere bağlılığın çelik yığınlarına meydan okuduğu bu müthiş hesaplaşma sonunda; Düşmanın 3 büyük zırhlısı (Buve,Osean,Irreritible) ve beş mayın gemisi batmış 4 zırhlı (İnflexible, Golva, Suffren ve Agamemnon ) karaya oturmuş, Düşman gemilerindeki toplarından 44?ünü kaybetmiş, insan zayiatı 800?ü bulmuş , özetle boğaza giren filolar kuvvetinin 1/3? nü kaybetmişti.

Harp Tarihine 18 Mart ÇANAKKALE ZAFERİ diye geçen bu muharebelere 4?ü Sb. olmak üzere 26 şehit, 53 yaralı verdik. 6 topumuz da tahrip edildi.

Saat 17.30 :

Kroki

Güneşin son ışıkları, boğazdan perişan halde çıkan sabahki mağrur düşman filosunun on gemisini ve bu korkunç armadayı mağlup ederek, İng. Amirali DE ROBECK?in Bahriye Nazırı WİNSTON CHURCHİLL?e hayatının en acı telgrafın çekmesine sebep olan, ona ve bütün dünyaya ?ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ? dedirten, Türk Tarihine en büyük Topçu zaferlerinden birini daha yazdıran TÜRK TOPÇULARINI aydınlatıyordu.

Bu esnada onlara komuta eden Cevat Paşa şöyle mırıldanıyordu ?.

_ Gittiler?. Geçemediler? Geçemeyecekler?.

Kazanılan zaferin, etkilerini anlamak için,Çanakkale Harekâtının düzenleyicisi ve donanma ile geçilebileceği fikrinin hararetli savunucusu, olan CHURCHİLL, bu konuda şöyle diyordu :.

?1915 yılında, bütün Avrupa?da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş ve büyük taarruzlar yapılmıştı. İki üç milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta, binlerce harp gemisi muhtelif denizlerde dolaşmaktaydı. Fakat, bunların hiç birisi NUSRET?in döktüğü mayınlar kadar, harbin devamına ve düşmanın geleceğine tesiri olacak bir başarı gösterememiştir.?.

Karanlık Limana dökülen mayınlar, 18 Mart muharebelerinin mukadderatına, o gün Merkez ve Orta Tabyalarda, harekâta katılan toplam 82 adet topun ateşini tamamlayan ve düşmanın yenilmesini sağlayan çok önemli etki yapmıştır. Yazar Vehbi Vakkasoğlu,? Bir Destandır Çanakkale? adlı eserinde bu mayınlarla ilgili bir sırra yer veriyor. Bunu aynen naklediyorum :

?Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Bey(Çobanlı), kalitesiz ve işe yaramaz görülerek bir kenarda bırakılmış olan bu 26 mayını nasıl hatırladı? Ve büyük bir tehlikeyi göze alarak, sahile paralel dökülmelerini niçin ısrarla istemiştir?.

Savaşın gidişini değiştiren bu 26 mayın Birinci Dünya Savaşının başında bir Türk uzman tarafından yaptırılmış( bazı kaynaklarda Alm. Yardımı olarak yeni geldiği belirtiliyor), mayınların masrafı Osmanlı Donanma Cemiyeti tarafından karşılanmıştı. Ancak Alman uzmanlar, bu mayınların kalitesini beğenmedikleri için, onları kullanmamışlardı.

Bu işin perde arkasında, ilginç bir sır var. O sır, Kumandan Beyin gördüğü bir rüya idi. Rüyasında Güzeller Güzeli?ni görmüş ve bizzat Efendimizin (a.s.m.) tarifiyle, 26 mayını sahile paralel olarak döktürmüştü. ?

Çanakkale Boğazını canları pahasına savunarak, bu büyük zaferi bize armağan eden aziz şehitlerimizi ve bu gün hepsi ahirete intikal etmiş alan şanlı gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyoruz.

Yazar kitabında böyle diyor. 

Güneşin son ışıkları, boğazdan perişan halde çıkan sabahki mağrur düşman filosunun on gemisini ve bu korkunç armadayı mağlup ederek, İng. Amirali DE ROBECK?in Bahriye Nazırı WİNSTON CHURCHİLL?e hayatının en acı telgrafın çekmesine sebep olan, ona ve bütün dünyaya ?ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ? dedirten, Türk Tarihine en büyük Topçu zaferlerinden birini daha yazdıran TÜRK TOPÇULARINI aydınlatıyordu.

Bu esnada onlara komuta eden Cevat Paşa şöyle mırıldanıyordu ?.

_ Gittiler?. Geçemediler? Geçemeyecekler?.

Kazanılan zaferin, etkilerini anlamak için,Çanakkale Harekâtının düzenleyicisi ve donanma ile geçilebileceği fikrinin hararetli savunucusu, olan CHURCHİLL, bu konuda şöyle diyordu :.

?1915 yılında, bütün Avrupa?da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş ve büyük taarruzlar yapılmıştı. İki üç milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta, binlerce harp gemisi muhtelif denizlerde dolaşmaktaydı. Fakat, bunların hiç birisi NUSRET?in döktüğü mayınlar kadar, harbin devamına ve düşmanın geleceğine tesiri olacak bir başarı gösterememiştir.?.

Karanlık Limana dökülen mayınlar, 18 Mart muharebelerinin mukadderatına, o gün Merkez ve Orta Tabyalarda, harekâta katılan toplam 82 adet topun ateşini tamamlayan ve düşmanın yenilmesini sağlayan çok önemli etki yapmıştır. Yazar Vehbi Vakkasoğlu,? Bir Destandır Çanakkale? adlı eserinde bu mayınlarla ilgili bir sırra yer veriyor. Bunu aynen naklediyorum :

?Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Bey(Çobanlı), kalitesiz ve işe yaramaz görülerek bir kenarda bırakılmış olan bu 26 mayını nasıl hatırladı? Ve büyük bir tehlikeyi göze alarak, sahile paralel dökülmelerini niçin ısrarla istemiştir?.

Savaşın gidişini değiştiren bu 26 mayın Birinci Dünya Savaşının başında bir Türk uzman tarafından yaptırılmış( bazı kaynaklarda Alm. Yardımı olarak yeni geldiği belirtiliyor), mayınların masrafı Osmanlı Donanma Cemiyeti tarafından karşılanmıştı. Ancak Alman uzmanlar, bu mayınların kalitesini beğenmedikleri için, onları kullanmamışlardı.

Bu işin perde arkasında, ilginç bir sır var. O sır, Kumandan Beyin gördüğü bir rüya idi. Rüyasında Güzeller Güzeli?ni görmüş ve bizzat Efendimizin (a.s.m.) tarifiyle, 26 mayını sahile paralel olarak döktürmüştü. ?

Yazar kitabında böyle diyor.

Çanakkale Boğazını canları pahasına savunarak, bu büyük zaferi bize armağan eden aziz şehitlerimizi ve bu gün hepsi ahirete intikal etmiş alan şanlı gazilerimizi minnet ve rahmetle anıyoruz.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn