Suriye'de Zafer Ne Zaman? (15 Mart 2013)

SURİYE DİRENİŞİ

3. YILINDA

 

Masum ve mazlum Suriye halkının zalim Beşar Esed iktidarına karşı direnişi 2. yılını doldurdu. Bilanço 70 bin ölü, 170 bin sakat, bir milyonu hudut dışı olmak üzere 4 milyon evini yurdunu terkeden insan!

Beşar Esed rejiminin devrileceği kesin.

Ama neden bu kadar uzadı?

Muhalefetin hem mukavemet safhası hem de zafer sonrası için geçerli ve somut bir planı ve hazırlığı yoktu.

Direnişin liyakatli bir lideri de olamadı.

Başlangıçta, silahsız direniş ile iktidarın düşürülebileceği düşünülüyordu.

Gösteri yapmaktan başka bir eylemi olmayan masum halka karşı hedef gözetmeden ve ölçüsüz silah kullanılmaya başlanınca, silahlanmak ve mukavemeti silahlı olarak devam ettirmek gerektiği anlaşıldı. Bu karar için aylar geçti.

Bir birini denetleyen altı ayrı istihbarat teşkilatının faaliyet gösterdiği çok sıkı bir rejime karşı  girişilecek mücadelenin özel kuralları vardı.

Kendi kendine yeterli olmalıydı.

Silahlı Mücadele ile birlikte, masum sivil halkın korunması, ekonomik hayatın devam ettirilmesi, hem halkın hem de silahlı mukavemetçilerin öncelikle güvenliği, sonra barınma ve iaşesi, en sonra da silah ve mühimmat ihtiyacının temin edilmesi gerekirdi.

Büyük şehirlerde uygulanacak mukavemet başka, kırsal alanda uygulanacak başka olmalıydı. Şehirler hedef haline getirilmemeliydi. Silahlı gruplar dağınık yerleşim birimlerinde ve kırsal alanda konuşlanmalıydı.

Silah ve mühimmat rejimin depolarından alınabilmeliydi.

Hasılı, mukavemetin hazırlıksız,  plansız, lidersiz ve eğitimsiz olması zafere ulaşmayı geciktirmiştir.

Mukavemetin silahlı kanadı 29 Temmuz 2011 tarihinde Alb. Riyad el-Esad tarafından ?Özgür Suriye Ordusu? (ÖSO) adı altında, sivil kanadı da 23 Ağustos 2011 tarihinde ?Suriye Ulusal Konseyi? (SUK) adı altında birleşti ve SUK'un başına önce Abdulbaset Seyda, sonra George Sabra getirildi.

Ancak SUK ve ÖSO müşterek bir irade altında birleşemedi.

Suriye dışında bu birliğin sağlanması mümkün olmadığı gibi, içeride de ne sivil otorite tesis edilebildi ne de silahlı mukavemet bir komutaya bağlanabildi.

Birlik için hep, birliğe çağıranların dışarıdan alabildiği yardım kabiliyeti öne geçirildi. İç kaynakları  yönetemeyen ve bu kaynaklara vaktinde sahip olamayan SUK ve ÖSO otorite tesis etmede başarılı olamadı.

Aslında dış yardım için de, Suriye içindeki mukavemetin üzerinde otorite tesis etmiş bir iradeye ihtiyaç vardı.

Yabancı Devletler, Mukavemetin her noktasında hükmünü geçiren bir iradeyi karşılarında bulsalardı, hem ekonomik hem de askeri yardım için sıraya girerlerdi.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı, İkinci Dünya Harbinin galibi ve Güvenlik Konseyinin daimi üyesi beş Devletin Dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek için kurulmuş bir teşkilat olduğu unutularak, boşu boşuna uluslararası toplumdan yardım umuldu.

Bunun yerine, başından itibaren otorite tesisi üzerinde gayret gösterilseydi, istenen yardım kendiliğinden gelebilirdi.

SUK ve ÖSO, tam başarılarını arttırıp, Suriye'nin önemli bir bölümünü muhalefetin kontrolüne sokma yolunda ilerlemeye başlamıştı ki; kendilerinden yardım beklenen uluslararası güçler, SUK'un yerine 11 Kasım 2012 tarihinde ?Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu? (SMDGUK), ÖSO yerine de 06 Aralık 2012 tarihinde ?Suriye Yüksek Askeri Konseyi? (SYAK) oluşturdular.

SUK etkisizleştirildi. ÖSO devre dışı bırakıldı. Bu iki oluşum, batılı Devletlerin kontrolüne girmeyi kabul etmemişlerdi.

Alb. Riyad el Esad liderlik niteliklerine sahip bir askerdi. Başlangıçtaki eksiklikleri giderme yolunda idi. Silah ve Mühimmat ihtiyaçları ile çok sayılmayacak miktarda ekonomik yardım görebilseydi, muhalefetin askeri etkinliği bu gün çok daha ilerde olabilir, belki Beşar Esed de devrilmiş olurdu.

SUK içinde de Muhammed Riyad el Şakfa gibi, Suriye ve Dünya siyasetine hakim liderler etkinliklerini tesis etmek üzere idiler. Yabancıların taleplerini kabul etmedikleri için destek bulamadılar.

SUK ve ÖSO'ya rağmen ve bu iki liderlik ikna edilmeden, arzu edilen birliğin kurulacağı ihtimali zayıftır. Daha da kötüsü, muhalefetin eski liderliğe bağlı olanlarla, yeni liderliğe bağlı olanları arasında silahlı bir mücadele başlama riski oldukça yüksektir.

Bu dönemde, SUK ve ÖSO devre dışı bırakılmadan SMDGUK tarafından muhalefetin kontrolündeki Suriye'de bir hükümet kurularak etkili bir yönetim oluşturulmalı, SYAK tarafından da emir komuta birliği tesis edilerek, kurtarılmış bölgede kısa sürede düzenli orduya geçilmelidir.

SMDGUK lideri  Muaz el Hatip ile SYAK lideri Mustafa Ahmet Eşşeyh bu başarıyı gösterebilirler ise, Suriye muhalefetinin iktidar olması uzak sayılmamalıdır.

 

Geçen iki sene içinde Türkiye üzerine düşeni yaptı mı?

Türkiye siyaseten tarafını belirledi ve Suriye muhalefetine siyasi desteğini hiç çekmedi

Sınırı geçen mültecilere kucağını açtı ve insani yardımı noksansız yapmaya çalıştı.

Ancak diğer alanlarda beklenen inisiyatifi gösteremedi.

911 Kilometre kara sınırı bulunan Suriye'deki muhalif mukavemeti siyaseten destekledikten sonra, bu muhalefet dünyanın %90 ülkesi tarafından meşru görülmüşken, geyri meşru duruma düşmüş olan Beşar Esed kuvvetleri kendi halkını bu derece ölçüsüz katlederken, muhalefetin ihtiyacı olan silah, mühimmat ve ekonomik desteği Türkiye'nin sağlamasına Hiçbir güç ses çıkaramazdı.

Siyaseten tarafını belli ettikten hemen sonra Türkiye Suriye muhalefetinin tercih ettiği liderini belirleyip, ekonomik ve askeri malzeme yardımını yapmalı idi.

TSK, Türk dış politikasına yeterli askeri desteği veremedi.

TSK, sivil toplum kuruluşlarının da gerisinde kaldı.

TSK, caydırıcı olamadı.

Türk keşif uçağı düşürüldüğü zaman anında mukabele hakkını kullanamadı.

Eğer TSK, iç güvenliğe bulaştırılmamış olsaydı, bütün enerjisini sınır ötesinden gelecek tehditleri, sınır ötesinde önleme konseptine göre kullanmayı planlasaydı, Beşar Esed'in hiç bir uçağı kendi halkını bu denli pervasızca bombalamaya cesaret edemezdi. Rusya ve İran pervasızca Beşar Esed'i destekleyemezdi.

TSK'nın kara savaşına girmesi gerekmezdi. Suriye Muhalefetine danışmanlık desteği ve askeri malzeme desteği vermesi yeterdi.

Muhalefete karşı Beşer Esed başarılı mı?

Türkiye'nin Suriye Muhalefetini desteklemede inisiyatif kullanamaması, Suriye muhalefetinin hazırlıksız, plansız, lidersiz ve muhalif gruplar üzerinde otorite tesis edememiş olası, Beşar Esed'in devrilmesini geciktirmiştir.

İran, Çin ve Rusya'nın açık desteklerinin de gecikmedeki payı büyüktür.

Akan kanın durmasını sağlayacağından, Suriye muhalefetinin ihtiyacı olan silah ve mühimmatın kendilerine verilmesi, en önemli insani yardım olarak kabul edilmeli ve destek savsaklanmamalıdır. 14 MART 2013

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Onursal Bşk.

ASSAM Ynt. Krl. Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn