Anadolu Kartalı Hava Tatbikatı Krizi (22 Ekim 2009)

ANADOLU KARTALI HAVA TATBİKATI KRİZİ

10:23 Ekim 2009 tarihleri arasında icrası planlanan ?Anadolu Kartalı 2009/3 tatbiktının Uluslararası bölümünün ertelendiğinin açıklanması ve TRT 1 tarafından yayımlanan ?Ayrılık? dizisinde, İsrail Askerlerinin Filistin'de yaptıkları katliam ve insanlık dışı eylemlerle ilgili sahnelerin bulunması, İsrail'in sert tepkisi ile karşılaştı.

Meseleyi geçmişi ile irdelemek gerekmektedir.

 Zihinlerimizi yoklarsak, Şubat 1997 tarihinde, Sincan Belediye Başkanlığının düzenlediği ?Kudüs Gecesinde? İsrail'in Filistin'de uyguladığı katliamları konu eden bir piyes nedeniyle, şehrin tanklarla işgal edilmesinin, Belediye Başkanının mahkemeye verilerek 8 yıl cezaya çarptırılmasının, bu gecenin 28 Şubat Post Modern darbesinin gerekçeleri arasında gösterilmesinin yanında, bu günkü gelişmenin değeri daha iyi anlaşılacaktır.

Bir tarafta, Kamu oyunun haberinin bile olmadığı bir kutlama gecesi nedeniyle zamanın Genelkurmayının gösterdiği İsrail yanlısı tepki; diğer tarafta, 2008 sonunda Gazze'de yaptığı katliam nedeniyle ?halkın vicdanına sözcülük? eden hükümetin ve onun isteğine boyun eğen Genelkurmayın söz konusu tatbikatın uluslararası boyutunun ertelendiğini açıklaması; ayrıca TRT deki yayın için de, ?TRT özerk bir kurumdur, yayınlarına müdahale edemeyiz? diyerek İsrail'in tepkisinin havada bırakılması; milletin vicdanında güzel yankı bırakan önemli gelişmedir.

Farklı ideolojiye sahip iki ayrı kadro ve iki ayrı dönemde birbirine zıt iki uygulama, birincisi ne kadar dışa bağımlı, ürkek, Milletimizin ve Devletimizin kişiliğini zedeleyen bir tutum ise, ikincisi de o derece kişilikli ve Milleti onere eden bir sağlam duruştur.

Türkiye'nin gücüne, konumuna, tarihi müktesebatına ve büyüklüğüne yakışan; dostlarının özlemle beklediği, düşmanlarını ürküterek kendine getiren; bölgesinde ve dünya siyaset sahnesinde söz sahibi olmasını sağlayacak duruş, tabii ki son uygulanan kişilikli politikadır.

Milleti rencide eden, Ülkenin istikrarını bozan, dışa bağımlı tavır sergileyen, Milletin manevî değerlerine yabancı 28 Şubat kadrolarını, bağımsız yargı önüne getirmeye, bu yanlış dış politika tercihi yetmez mi?

O zamanki uygulamaların mimarları, Ülke Yönetimine Yahudi menfeatlerine uygun yön verdikleri için ve kirli ilişkilerinden dolayı, mutlaka bağımsız yargı önünde hesap vermelidirler.

31 Ocak 2008 tarihinden 23 Şubat 2009 tarihine kadar Filistin ile ilgili yedi yazı yazmışım. Bunların dördüncüsü 26 Ocak 2009 tarihini ve ? Türk- İsrail ilişkileri dönüm noktasında? başlığını taşıyor. Meseleye, Türk-İsrail ilişkileri ve Türkiye'nin son dönem Ortadoğu politikalarına açıklık getireceğini düşündüğüm için, 26 Ocak 2009 tarihinde yazdığım yorumumu tekrar dikkatlere sunmakta yarar gördüm ve bütünüyle aşağıya çıkardım.

O zaman ne düşünmüşüz, bu gün neler gerçekleşmiş, daha yapılması gereken neler kalmış..?

22 Ekim 2009

 

?TÜRK-İSRAİL İLİŞKİLERİ DÖNÜM NOKTASINDA

İsrail'in Gazze saldırısından sonra, Türkiye İsrail ilişkilerinde bir dönemi kapatıp yeni bir dönemin açılmasını gerektirecek olaylar yaşandı, kitlesel tepkiler gelişti.

İlişkilerin gerçek rayına oturması gerekir.

Milletin rızası dışında oluşan iradenin, Türkiye'nin imkanlarını İsrail'e tahsis ettiği bir dönem yaşadık.

Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen Kudüs gecesinde, İsrail'in Filistin'de uyguladığı katliamları anlatan bir temsil nedeniyle, Şubat 1997'de İlçeyi tanklarla işgal ettiren, bu oyunu Post Modern Darbenin gerekçesi yapan ve ?demokrasiye balans ayarı? yaptıklarını söyleyen 28 Şubat zihniyeti; 1992 yılında yapılmış ?Turizm İşbirliği Anlaşması? na ilave olarak arka arkaya;

Yapmıştır.

Türk-İsrail Askerî Eğitim ve İşbirliği Anlaşması gereğince İsrail'e;

İmkanları sağlanmıştır. (i)

Anlaşmanın içeriği vakit geçirilmeden icraata sokulmuş ve;

Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması Gereğince de;

İhaleleri İsrail firmalarına verilmiştir.

Post Modern Darbe, içeride milli iradeye ve değerlerine ters uygulamalar yaparken, Ülkenin dış politikasını da milli vicdanları sızlatacak şekilde yönlendirmiş; bu dönemde Türkiye, üç milyar dolarlık alımı ile, Hindistan'dan sonra İsrail'den en fazla askerî alım yapan ülke konumuna yükselmiştir.vi

Türkiye, İsrail ile 27 Aralık 2008 Gazze Saldırısından önceki ilişkilerini sürdüremez. Bunu engelleyen pek çok sebep oluşmuştur.

1) İnsani Nedenler:

2) Sosyo-Kültürel Neden:

3) Siyasî Nedenler:

4) Askerî Nedenler:

Türk Milleti yazarı ile, fikir dünyası ile, bilim çevresi ile, siyaset ve strateji dünyası ile ve meydanları dolduran sade vatandaşı ile İsrail'in karşısındaki ve Filistin'in yanındaki yerini almıştır. Sade vatandaş ?cephanesi benden olmasın? diye, Yahudi mallarına boykot uygularken, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri, milyon dolarları bulan ihaleleri İsrail'e veremezler; askerî eğitim ve savunma sanayii işbirliğine devam edemezler; Konya üzerinde İsrail uçaklarının uçurulmasına müsaade edemezler.

Millet buna müsaade etmez. Milletin hassasiyeti dikkate alınmaz ise bedel ödemeye hazır olmalıdırlar.

İsrail, Türkiye'nin iç ve dış tehdit değerlendirmelerindeki gerçek yerini almalıdır. Türkiye'nin bölgesel güç olarak, İsrail'in karşısındaki yerini alarak, dış politikasını ve savunma tedbirlerini gözden geçirmesi için bundan daha uygun ortam olamaz.

Yapılması Gerekenler:

En geç orta vadede İsrail ile savaşa hazır olunmalıdır. 26 Ocak 2009?

Adnan Tanrıverdi

E.Tuğgeneral

ASDER Gnl.Bşk.

 

i http://www.tumgazeteler.com/?a=4008366

ii http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=855

iii http://www.ssm.gov.tr/TR/Projeler/karaaraclari/prjgrptank/Pages/M60A1__K.aspx

iv http://www.vahdet.com.tr/filistin/dosya2/0503.html

v http://www.ssm.gov.tr/TR/Projeler/havaaraclari/prjgrpiha/Pages/MALEIHA__KDH.aspx

vi http://www.ntvmsnbc.com/news/322548.asp

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn