Kıbrıs'ta Kayıp mı var! Kazanç mı! (2 Nisan 2004)

 

KIBRIS?TA KAYIP MI VAR ! KAZANÇ MI !

4 üncü Annan Planı , 24 Nisan 2004 tarihinde yapılacak referandumda , Kıbrıs Türk ve Rum Halkları tarafından onaylanırsa, ?BİRLEŞİK KIBRIS CUMHURİYETİ? nin kurulması yolu açılmış olacaktır. Bu da Kıbrıs Türk Halkı için yeni bir statü ve yeni bir dönemin başlangıcı demektir.

Ulaşılan nokta başarı mı, yoksa telâfisi mümkün olamayacak bir hata mı olduğu  hususu Türk Kamu Oyunda uzun süre tartışılacağa benzemektedir.

Ancak, tarih bunu bir başarı olarak tespit eder ise, esas pay iktidarın olmakla beraber, ulaşılan kazanımlarda, müzakerecilerin elini güçlendirdiği için, muhalefet bloğunun da hissesi olduğunu unutmamak lazımdır

Bir dava ve Misyon Adamı olarak, Sn. Rauf Denktaş?ın Kıbrıs Türküne ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmeti de inkar edilemez bir gerçek olarak daima hatırlanacaktır.

Referandum öncesinde, Kıbrıs Türk Halkının ve Türk Milleti?nin kafasındaki karışıklılığı önlemek için; Newyork ve İsviçre Zirveleri sonucunda bu gün ulaşılan statünün, Kıbrıs Türkü?nün 1974 sonrasında kazandığı statü ile değil de 1974 öncesi ve 1959-1960 anlaşmaları ile tâbi olduğu statü ile mukayese edilmesi gerekmektedir.

Çünkü bu günkü statü, askerî güç ile elde edilmiş ve ayakta tutulan ve  hiçbir Devlet tarafından kabul görmemiş bir statüdür. Bu şekilde devamı için hukukî dayanak yoktur. Türkiye?nin sıkıntıya girme sebebi de bu durumdandır. Bizim de gözden kaçırmamamız gereken husus ; Kıbrıs Barış Harekâtı, 1959 Londra ve Zürich Anlaşmaları ve 1960 Garanti Anlaşmalarının verdiği yetki ile Türkiye tarafından icra edilmiştir. Yoksa, Kıbrıs?ın bir kısmını ilhak etmek veya orada bağımsız bir Türk Devleti kurmak için değil. Bütün Dünya ülkeleri de bunu böyle biliyor ve bizden gereğini istiyor. Yani, 1959- 1960 Anlaşmaları ile kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti statüsüne döndürüldükten sonra Türkiye?nin Kıbrıs?tan Çekilmesi gerektiğini düşünüyorlar.

İşte bunun için, Kıbrıs Türküne Newyork ve İsviçre Zirvelerinin kazandırdığı hakların, 1959 Londra , Zürich ve 1960 Garanti Anlaşmalarının verdiği haklarla mukayesesi, elde edilen sonucun başarı mı yoksa başarısızlık mı olduğu hususunda bize doğru değerlendirme yapma imkanı verecektir.

Anlaşma bu haliyle yürürlüğe sokulduğu takdirde Kıbrıs?taki Türk varlığının oldukça önemli yetkilerle donatıldığı görülmektedir. Türkiye?nin maddi ve manevi desteği olduğu sürece Kıbrıs Türkü?nün 1974 öncesine döndürülmesi mümkün değildir.

Bu Sn. Rauf Denktaş?la beraber Türk ve Kıbrıs Hükümetlerinin, Dışişleri Bakanı Sn Abdullah Gül ve  Türk Diplomasisinin  başarısıdır. Zamanın kısa olmasına rağmen barış sürecinin tamamlanmasında Başbakan Sn. R.Tayyip Erdoğan?ın kararlı tutumu ve iradesi baş etken olmuştur. Ülkeleri adına barış yapmaya ve ülkelerini savaşa sokmaya karar verme cesaretini gösteren liderler, o ülkelerin kaderlerinde önemli roller oynamışlardır. Bizim Başbakanımız da Türk Alemine hayırlı olsun.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti istikrarını ve bölgesel güç olma konumunu koruduğu takdirde, Kıbrıs Türk varlığının ve sınır ötesi soydaşlarımızın yarınları daha güvenli ve daha müreffeh olacaktır inşallah.

02 Nisan 2004

Adnan Tanrıverdi (Emekli Tuğgeneral)

NOT: 04 Nisan 2004 tarihli Yeni Asya Gazetesinde, birinci sayfada, ana manşet haber olarak verilmiştir.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn