Başörtüsüne Özgürlük Sürecinin Neresindeyiz? (13 Şubat 2008) - Sürecin Değerlendirilmesi

 

KONUNUN İNCELENMESİ

 

A) SÜRECİN DEĞERLENDİRİLMESİ

  1. a.      YASAL PROSÜRÜRÜN DEĞERLENDİRİLMESİ

      Yüksek öğrenimde 10 yıldır uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılmasını amaçlayan, 1982 Anayasasının 10. ve 42. maddelerinde yapılacak değişiklikler ile ilgili Anayasa Değişiklik teklifi, TBMM?nin 6 ve 9 Şubat 2008 tarihlerinde yapılan oturumlarında görüşülüp oylanarak kabul edildi. İkinci tur oylamada düzenleme, 103 ret oyuna karşılık 411 kabul oyu ile kabul edildi.

      Anayasa?nın 10. maddesine 4. fıkrası ?DEVLET organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.? Olarak değiştirilirken;

42. maddeye de ?Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir? şeklinde yeni bir fıkra eklenmiştir.

      Sn. Cumhurbaşkanının onayını ve Resmi Gazetede yayınlanmasını müteakip, değişiklik yürürlüğe girecektir.

      CHP, konuyu Anayasa Mahkemesine götüreceğini deklare etmiştir. Bu da yasal bir prosedür olarak işlevini yürütecektir.

     

  1. b.      ANAYASA MAHKEMESİNİN TUTUMU:

Anayasa?nın 148. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceleyip denetleyebilmektedir. Şekil bakımından denetleme de, yine aynı madde hükümlerine göre, teklif(asgari yeterli sayı 184- teklif 440 milletvekili tarafından yapılmıştır.) ve oylama çoğunluğuna(asgari sayı 330-birinci turda 403, ikinci turda 411 kabul oyu var) ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır.

Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri (109 milletvekili) tarafından istenebilir. Anayasanın 175. maddesine göre ?Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.? Hükmünü taşımaktadır

Şekil şartları sağlandığı için Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline sebep olacak yasal gerekçe bulunmamaktadır.

Bunun için CHP ve DSP kanunu; Değişikliklerin Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi de teklif edilemez hükümlerinden olan 2. maddesini ?Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.? ihlal ettiği iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürmek istiyorlar.

Eğer Anayasa Mahkemesi; itiraz gerekçesine itibar eder ise  Anayasa Değişikliğini iptal edebilir.

 

  1. c.       ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İPTAL EDİLİRSE NE OLUR: 

Değişiklik iptal edilirse karar yasal ve hukuki olmaktan ziyade, ideolojik ve siyasi bir karar niteliği kazanacak ve zorlama bir karar olacaktır. Tabii ki bu durum, yasakların uygulanmasının devamı anlamına gelecektir.

Ancak unutulmamalıdır ki, bu durumun yasakların pekişmesi anlamından ziyade, Anayasa Mahkemesinin Milletin isteklerine cevap veremeyen, hukuki normları zorlama yorumlarla yasakçı zihniyetin kontrolüne giren bir güç haline geldiği anlamını güçlendirecektir.

Cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçilmesini de Anayasa Mahkemesi engellemişti.  Sonuç malum.

Anayasa Değişikliği TBMM?de %80?ne varan bir çoğunlukla kabul gördü. Yapılan anketlerde de benzer sonuçlara ulaşıldı. Bu kabul karşısında, değişiklik aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil hiçbir kurumun açıkça tavır alması akıllıca görülmemektedir.

Aksi halde hem itibarları ve güvenilirlikleri ortadan kalkar, hem de yeni Anayasa çalışmalarının daha tepkili hazırlanıp, daha tepkili kabulüne sebep olur. Yeni Anayasanın oylanması mahalli seçimlerle birleştirilir ise; belediye başkanlığı ve mahalli meclislerin oy dağılımını, genel seçimlerde olduğu gibi, yasakçıların aleyhine etkiler.

Belki Temel Hak ve Özgürlükler alanında daha ileri düzenlemelere sebep olur.

Bu yönü ile süreci değerlendirebilen yasakçı çevreler, mevcut durumu ehveni şer olarak görerek,  değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptalini istemeyebilirler. Böylece de, Yeni Anayasanın yapılması sırasında, istişare edilmeye hak kazanırlar. Aksi halde, sürecin dışına çıkarılırlar, ne örtülü ne de açık yeni anayasa yapılmasına müdahil olamazlar. Yani, kendilerini, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde olduğu gibi tamamen pasifize etmiş olurlar.

Bu nedenlerle, değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali oldukça zayıf bir ihtimal olarak görülmektedir.