Uncategorised

AMACIM

Makam, mevki ve servet beklentilerini geride bırakmış bir kişi olarak, Türk Silahlı KuvAdnan Tanrıverdivetlerinin çeşitli kademelerindeki hizmetlerin kazandırdığı birikim ile, güncel olaylara bakış açımı Milletimizle paylaşmayı  görev  kabul ediyorum.

Süratli cereyan eden iç ve dış sosyo-kültürel, siyasi ve askeri olaylarla ilgili düşüncelerim, çeşitli fikir adamları tarafından dillendiriliyor ve dikkatlere sunuluyorsa, aynı konulara değinme ihtiyacı duymuyorum. Ancak, bazen tartışmalar ve yorumlar, bana göre, yanlış platformlarda cereyan ediyor. İşte o zaman bakış açımı toplumla paylaşamamaktan rahatsız oluyorum.

Her hangi bir düşünceyi topluma zamanında  iletmek de ayrı bir sorun teşkil ediyor.

Yazıya dökülmüş bile olsa, düşüncelerimin zaman içerisinde silinip kaybolmasını da istemiyorum.

Bir WEB sayfası oluşturarak bütün bu sorun ve sorumluluklarımın cevap bulacağını düşündüm. Bu düşünce ile de siz değerli ziyaretçilerimin huzurundayım.

Bu sitenin oluşturulmasında teknik yardım ve desteğini esirgemeyen oğlum Melih Tanrıverdi?ye teşekkürü borç biliyorum.

Sevgi, saygı ve selamlarımla.

Adnan Tanrıverdi

Tüm Makaleler

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi Kimdir?

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi Kimdir? 

 

Uşak Medresesinde tahsil görmüş, din görevlisi olarak görev yapmış, İstiklal Harbine katılmış, İstiklal madalyası ile taltif edilmiş Ali Osman Tanrıverdi’nin tek oğlu olarak 08 Kasım 1944 tarihinde Konya'nın Akşehir ilçesine bağlı Doğrugöz (Eski adı Eğrigöz) Köyünde doğdu.

İlkokul, ortaokul ve liseyi Akşehir'de bitirdi. Orta tahsilinden sonra 1962-1963 öğrenim yılında bir yıl ilkokul vekil öğretmenliği yaptı. 1963-1964 öğrenim yılında bir yıl İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümünde öğrenim gördü. Öğrenim hayatı boyunca ortaokul çağlarından başlayarak kendi çiftliklerinin ekim, hasat, pazarlama işleri yanı sıra bir simit fırınında da kalfalık yaparak üretim ve ticaret faaliyetlerinde bulundu. Üniversite tahsili sırasında ise önce bir Gümrük Komisyoncusunda çalıştı, akabinde 1963 – 1964 yılında Üniversite tahsili sırasında Devlet Demiryolları Birinci İşletmesi Haydarpaşa 16. Tesisler Servisi Müfettişliğinde Müfettiş Vekilliği yaptı.

1964 yılında Kara Harp Okuluna girdi. 30 Ağustos 1966 yılında; Topçu Subayı olarak pekiyi derece ile Kara Harp Okulunu bitirdi. 1967 yılında Topçu ve Füze Okulu Subay Temel Kursunu ikincilikle bitirdi. Mart 1967 tarihinde Teğmenliğe naspedildi. Aynı yıl Füsun Hanım ile evlendi.

Sırasıyla;

  • 23’üncü Piyade Tugayı 8’inci Topçu Taburunda (İstanbul),
  • 10’uncu Piyade Tümeni Topçu Alayında (Tatvan),
  • 58’inci Topçu Er Eğitim Tugayı (Burdur) Karargâh Bölüğü ve 1’inci Topçu Taburunda Batarya Komutanlıkları görevlerinde bulundu.
  • 30 Ağustos 1970’te Üsteğmen, 30 Ağustos 1973’te Yüzbaşı rütbesine yükseltildi.
  • Topçu ve Füze Okulu Kurslar Alayı Yedek Subay Taburunda (Polatlı) Yedek Subay Bölük Komutanlığı,

görevlerinde bulundu.

1976 – 1978 yıllarında Kara Harp Akademisinde öğrenim görerek 1978 yılında Kurmay Subay statüsünü kazandı.

1980 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirdi.

Kurmay Sb. olarak;

  • 1978 – 1980 yıllarında 2’nci Piyade Tümen Komutanlığında (Adapazarı) İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kurmay Başkan Vekilliği;
  • 1980 – 1984 yıllarında Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği;
  • 1984 – 1986 Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı Lojistik ve Harekât Şube Müdürlükleri, Kurmay Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
  • 30 Ağustos 1980 tarihinde mümtazen terfi ettirilerek Binbaşılığa, 30 Ağustos 1984 tarihinde Yarbaylığa, 30 Ağustos 1987 tarihinde Albaylığa yükseltildi.
  • Akademi öncesi Özel Tekâmül Kursları, Fransızca Temel Kursu ve Gayri Nizami Harp Kursu gördü.
  • 1986 – 1988 yıllarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı,
  • 1988 – 1990 yıllarında Hakim olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1’inci ve 2’nci Dairelerinde Subay Üyelik ve 1’inci Daire Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
  • 1990 yılında 8’inci Kolordu Topçu Alay Komutanlığı (Malazgirt) görevine atandı.

30 Ağustos 1992 tarihinde Tuğgeneralliğe yükseltildi ve General olarak;

  • 1992 – 1995 yılları arasında üç yıl 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı (Kartal),
  • 1995 – 1996 yıllarında da Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra
  • 30 Ağustos 1996 yılında kadrosuzluktan emekliye sevk edildi.

Emekliye ayrıldıktan sonra;

  • 1997 – 1998 yılları arasında bir yıl süre ile fahri olarak, Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlük görevini yürüttü.
  • 30 Mayıs 2004 tarihinde İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulunda yer aldı.
  • 28 Kasım 2004 – 22 Kasım 2009 tarihleri arasında Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) Genel Başkanlığı görevini üstlendi.
  • 03 Mart 2011 – 01 Kasım 2021 yılları arasında Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği görevi yaptı.

Yeni ASDER Yönetimi, kendisine ASDER Onursal Başkanlığı unvanını münasip görmüştür.

 

ASDER Onursal Başkanı olarak,

  • 28 Şubat 2012 tarihinde; Müslüman Ülke Silahlı kuvvetlerinin organizasyonu ve stratejik kullanımına danışmanlık, son kullanıcıdan eğitici seviyesine kadar özel konularda eğitim ve harp, silah ve araçlarının temini, bakım ve onarımı hizmetlerinde görev yapmak üzere SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim şirketini,
  • 24 Mayıs 2013 tarihinde İslam Ülkelerinin bir irade altında birleşmesinin teknik esaslarını inceleme ve İslam birliği temelinin atılması için uygun koşulları oluşturma hizmetleri için "ASSAM – Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneğini”
  • 19 Ocak 2013 tarihinde ASDER üyelerinin sportif faaliyetler yürütebilmesi için YUSDER – Yunus Uluslararası Doğa Sporları Derneği ve Deniz Sporları Kulübünü"

kurmuştur.

15 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı ve 08 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliğine getirilmiştir.

Bu görevlerinden 09 Ocak 2020 tarihinde istifa ederek ayrılmıştır.

Halen;

  • ASDER Onursal Başkanlığı,
  • ASSAM Yönetim Kurulu Başkanlığı,
  • YUSDER Yönetim Kurulu Başkanlığı,
  • SADAT A.Ş. Ynt. Krl. Üyeliği,
  • İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği
  • Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği,
  • Uluslararası Müslüman Alimler Dayanışma Derneği (IMSU) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği

görevlerini aktif olarak yürütmektedir.

Evli ve iki çocuk, 5 torun ve ziyadesi 6 toruncuğa sahip olup Fransızca bilir.


 

İletişim Adresi

 

adnantanriverdi  @  adnantanriverdi  .  com

(kopyalayıp yapıştırırken eposta adresindeki boşlukları kaldırınız)


 

 

__________________________________________________________________________

Telif Hakkı

telif hakki

Bu sitenin tüm içeriği uluslararası telif hakkı yasalarına tabîdir.

Site içinde; diğer kaynaklardan alıntılanarak kullanılan bilgi ve belgeler kaynak gösterilerek kullanılmıştır.

Bu sitede bulunan makaleler, resimler, her türlü bilgi ve belge; site sahibinin yazılı izni olmadan; kısmen veya tamamen alıntılanamaz, kopyalanamaz, atıfta bulunulamaz.

 Siyaset Konuları

İç Siyaset

Dış Siyaset

35. Madde Çağa Uygun Olmalı (01 Temmuz 2013)

TSK İÇ HİZMET KANUNUN

35' İNCİ MADDESİ

TBMM MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONUNDA

İktidar ve muhalefeti ile, 211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 35. Maddesinin değişmesi hususunda ülke sathında bir uzlaşma sağlanmıştır diyebiliriz.

Bu madde cuntacılar tarafından darbelere dayanak yapıldığı gibi, darbeci cuntaların oluşmasında da teşvik edici bir unsur olmuştur.

Mevcut hali ile ?Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.? bu madde; Silahlı kuvvetlerimizin dış güvenlikten ziyade iç güvenliğe yönelmesine, siyasete müdahale etmesine, siyasi iktidarları vesayet altına almasına ve rejim muhafızı gibi görev yapmasına neden olmuştur.

Bu görevi yapabilmek için de rejim düşmanları yaratarak, ülke sathında devlet eliyle bölünmelere yol açmıştır.

Devlet mekanizmasında otoriter bir konuma geldiğinden denetlenememiş, kendi başına buyruk hale gelmiş ve yurdu koruma görevinden ziyade, daha kolay olan, yetişme şartlarına uygun olmamasına rağmen, rejimi koruyan iç güvenlik kuvveti haline dönüşmüştür.

Bunun sonucu olarak da müdahaleler, darbeler ve vesayet sistemi oluşmuştur.

35. Madde, geniş bir bakış açısı ile, TSK?nin yeniden yapılanması kapsamında ele alınmalıdır.

TSK rejim muhafızı olmaktan çıkarılmalıdır.

İç güvenlik görevi TSK?nin sorumluluğundan alınmalıdır.

TSK, Siyasetin dışına çıkarılmalıdır.

Tamamen dış tehditlere karşı kullanılacak bir konuma ve güce getirilmelidir.

Barış zamanında, gerginlik döneminde ve savaş halindeki görevleri ifade edilmelidir.

Barış zamanında, kıtalararası ve denizaşırı mesafelere, ittifaklar çerçevesinde güç göndermeye imkân vermelidir.

Savunma konsepti değiştirilerek, yurt savunması sınır ötesinden başlatılmalıdır.

Olağanüstü durumlarda, parlamento onayıyla, özel yetişmiş unsurlarının iç güvenliğe tahsis edilebilmesi için de bir açık kapı bırakılmalıdır.

 

Yeni 35. Madde şöyle ifade edilebilir:

?Silahlı Kuvvetlerimizin Vazifesi:

  • Milli hedeflere ulaşmak için tespit edilen milli politikaları desteklemek,
  • Yurdumuza karşı, sınır ötesinden gelebilecek silahlı tecavüzleri caydırmak,
  • Tecavüzü, vaki olmadan önce sınır ötesinde önlemek,
  • Dışarıdan tecavüz vaki olduğu halde, yurdumuzu topyekûn savunma esasına göre savunmak,
  • Kolluk Kuvvetlerinin yeterli olamayacağı olağanüstü durumlarda, iç güvenlikte kullanılmak üzere, TBMM'nin kararı ile, kolluk kuvvetlerini uygun unsurlarla takviye etmektir.?

Bunun dışında, Milli Güvenlik Kurulunun yapısı ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinin iç tehdit bölümü de 35. madde ile birlikte ele alınmalıdır.

Devletimizin selameti ve Milletimizin refahı için; Ülkemiz ve Milletimiz, dışa yönelmiş bir silahlı kuvvetlere layıktır ve muhtaçtır. 01 Temmuz 2013

 

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASSAM Ynt.Krl Bşk.

Irak'ta Müslüman'ca Çözüm İstiyoruz (12 Haziran 2014)

IRAK?TA MÜSLÜMAN?CA ÇÖZÜM İSTİYORUZ

Irak?ta önemli ve ciddi gelişmeler oluyor.

Gelişmelerin, Suriye?dekine benzer, Sünni-Şii çatışmasının başlangıcı olarak görülmesi gerekir.

Ortadoğu?da parçalanmanın planlayıcılarının yeni bir safhanın fitilini ateşlediklerini söyleyebiliriz. ABD işgali ile ekilen tohumlar meyvelerini vermeye başladı.

Ayrıca Kuzey Irak?ta siyasi organizasyonunu tamamlamış bir Sünni Kürt Özerk bölgesi ve bu Kuzey Irak Kürt bölgesi ile fiili irtibatı sağlamış olan Doğu Suriye?deki, Suriye muhalefetine nazaran daha organize PYD (Demokratik Birlik partisi) hâkimiyetindeki Suriye Kürt Bölgesi dikkate alındığında, Sünni-Şii Çatışmasının içinde etnik Kürt-Arap Çatışması ihtimali de başlatılmış olan iç harbe başka bir boyut kazandırmaktadır.

34 Milyon olan Irak Nüfusunun %75?i Arap, %20?i Kürt ve %5?i de Türk olarak gösteriliyor. Ayrıca toplam nüfusun %70?i Şii, %30?unun da Sünni olduğu biliniyor.