YAŞ HUKUKÎ GİRİŞİM DOKÜMANI (YAŞ Mağdurları Yargılanmak İstiyor) (25 Ocak 2008) - Meseleye Tesir Eden Hususlar - 2

 

 

f) YAŞ Kararları, Siyasî İradenin Onayı ile İşlerlik Kazanabilmektedir;

1612 Sayılı Yüksek Askerî Şûranın Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, Yüksek Askerî Şûranın görevi görüş bildirmektir. Yani istişari bir kuruldur.

926 Sayılı TSK Personel Kanunun 50. ve 94.maddeleri ?Disiplinsizlik veya ahlakî durumları sebebiyle Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır.? Hükmünü getirmektedir.

Disiplinsizlik ve ahlâki durumları nedeniyle re?sen ayırma kararı verilen askerî personele emekli aylığı bağlama işlemleri 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 39. maddesinin ?e,f,k? bentleri ile; toptan ödeme halleri, aynı kanunun 82. maddesinin ?b? fıkrası ve 83. maddesi ile düzenlenmektedir. Bu işlemlerin yapılabilmesi için ise, 5434 sayılı Kanunun EK 26. Maddesi: ?5434 sayılı Kanun ve ona ek kanunlara göre Sandıkla ilgilendirilenlerin emeklilik işlemleri? a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, iştirakçinin göreve tayinindeki usule göre tayine yetkili makamın,???.Onayı ile tekemmül eder.? Hükmünü taşımaktadır.

926 Sayılı TSK Personel Kanunun 34. maddesi " Subaylığa nasıp ve Rütbe Terfileri, ilgili kuvvet komutanının (Jandarma subayları için Jandarma Genel Komutanının, Sahil güvenlik subayları için Sahil Güvenlik Komutanının) teklifi ve Genelkurmay Başkanının lüzum göstermesi üzerine, Milli Savunma Bakanı (Jandarma ve Sahil Güvenlik subayları için İçişleri Bakanlığı) ile Başbakanın imzalayacağı ve Cumhurbaşkanının onaylayacağı kararname ile yapılır." Hükmünü içermektedir. Yani, subayların atamaları, MSB/İB, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalayacağı üçlü kararname ile yapılabilmektedir.

Yine 926 Sayılı Kanunun 82. maddesi de "Astsubaylığa nasıp ve rütbe terfileri, ilgili kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının teklifi ve Genelkurmay Başkanının lüzum göstermesi üzerine, Milli Savunma Bakanı veya İçişleri Bakanının onayı ile yapılır." Hükmünü içermektedir. Yani MSB/İB? nın onayı olmadan, Astsubayların Silahlı kuvvetlere Katılması mümkün olmamaktadır.

Yürürlükteki mevzuat gereğince; Yüksek Askerî Şûrada ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? işlemine tabi tutulmasına karar verilen:

1)      Subaylar hakkında hazırlanan kararnamenin sırasıyla, Milli Savunma Bakanının/İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının herhangi biri veya hepsinin imzalamaması halinde;

2)      Astsubaylar Hakkında hazırlanan kararın ise Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanınca  onaylanmaması halinde;

YAŞ Kararlarının işlerlik kazanması mümkün olamamaktadır. Buna göre de, Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanları, YAŞ Kararlarının yarattığı mağduriyetlerde ortak mesuliyete sahip olmaktadırlar.

 

g) 28 Şubat 1997 Kararlarının YAŞ Mağdurları ile ilgili Hükümleri:

Siyasî tarihimize 28 Şubat kararları olarak geçen ve karanlık bir dönemi başlatan kararların, 18 maddelik uygulama ekinin 7, 8 ve 9. maddeleri, YAŞ mağdurlarının mağduriyetini arttırıcı ve devletteki manevî değerlere ters kadrolaşmayı teşvik edici, hukuk dışı hükümlerini ihtiva etmektedir. Altında zamanın Mili Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin imzası bulunan bu maddelerin hükümleri aşağıya çıkarılmıştır.

7) İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek askerî Şûra  kararları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerin(TSK)?den ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK?ni dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silâhlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8) İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasa dışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK?nden ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkân verilmemelidir.

9) Türk silahlı Kuvvetlerine aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite  ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında  da uygulanmalıdır.

 

i) Türk Silahlı Kuvvetleri Bünyesinde özel Kanunlarla Kurulan Mahkemeler:

1)      477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun? gereğince; Kara Kuvvetlerinde Tugay ve diğer kuvvetlerde dengi ve daha üst komutanlıklar ile ihtiyaç duyulan kıta ve karargahlarda kurulan ve hakim olmayan subay ve astsubay üyelerden oluşan Disiplin Mahkemeler;

2)      353 sayılı ? Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu? gereğince Kolordu, Ordu, (Diğer Kuvvetlerde dengi), Kuvvet Komutanlıkları, Genel Kurmay Başkanlığı Karargahlarında ve ihtiyaç duyulan diğer ast komutanlılarda kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan Askerî Mahkemeler;

3)      1600 sayılı ?Askeri Yargıtay Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan ve tamamı asker hakim üyelerden oluşan bir üst Mahkeme (Askerî Yargıtay);

4)      1602 sayılı ?Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu? gereğince MSB? lığı bünyesinde kurulan, askeri hakim ve hakim olmayan subay üyelerden oluşan, idari yargı görevini yürüten bir Mahkeme (Askerî Yüksek İdare Mahkemesi) bulunmaktadır.

 

j) Türk Silahlı Kuvvetleri için özel olarak çıkarılan ceza kanunları ve Şura Kararı ile Silahlı Kuvvetlerden Çıkarılan Personelin fiillerini tarif eden Maddeleri:

1)      1632 Sayılı ?Askeri Ceza Kanunu?nun:

a) 29, 30, 31, 34. maddelerinde, ?Fer?î askeri cezalar?, "Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılma cezası? ve ?Türk Silahlı kuvvetlerinden çıkarılma cezasının niteliği ve sonuçları?;

b) Yine 1632 sayılı kanunun ?askeri Disiplini bozan sair fiiller? başlığı altında düzenlenen ?Onuncu Fasıl?ının:

148. maddesinde,"Siyasi faaliyette bulunanlar",

c) Aynı Kanunun ?Askerlik haysiyetine ve şerefine dokunan suçlar ve cezaları? başlığı altında düzenlenen ?On birinci fasıl?ının:

                   I.      150. maddesinde "Şeref ve haysiyete dokunan fiiller ve cezaları",

                   II.      151. maddesinde ?Kumar oynayanlar? tekerrür halinde,

                   III.      153. maddesinde ?İffetsiz bir kimse ile evlenenler veya böyle bir kimse ile yaşayanlar? haklarındaki cezalar belirtilmiştir.

2)      Ayrıca, 477 sayılı ?Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu,Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun?un:

a)      58. maddesinde ?Sarhoşluk ve yasak yerlere girmek?,

b)      59. maddesinde ?Kumar oynayanlar? ,

c)      60. maddesinde ?İzin verilmeyen derneklere, spor kulüplerinin faal üyeliklerine girenler? ,

d)      61. maddesinde ?Yasak edilen kitap ve saireyi okuyan veya bulunduranlar? a verilecek cezalar, sıralanmıştır.

k) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin  Kişi Hak ve Özgürlükleri ile ilgili Hükümleri:

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 tarih ve 217 A(III) sayılı Kararıyla ilan edilmiştir. 6 Nisan 1949 tarih ve 9119 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Resmi Gazete ile yayınlanması, yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu Beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması" kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu;

İnsanlık topluluğunun bütün bireyleriyle kuruluşlarının bu Bildirgeyi her zaman göz önünde tutarak eğitim ve öğretim yoluyla bu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmeye, giderek artan ulusal ve uluslar arası önlemlerle gerek üye devletlerin halkları ve gerekse bu devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri amacıyla tüm halklar ve uluslar için ortak ideal ölçüleri belirleyen bu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder.

Madde 1- Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.

Madde 2- Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir görüş, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş veya herhangi başka bir ayrım gözetmeksizin bu Bildirge ile ilan olunan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir. Ayrıca, ister bağımsız olsun, ister vesayet altında veya özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke yurttaşı olsun, bir kimse hakkında, uyruğunda bulunduğu devlet veya ülkenin siyasal, hukuksal veya uluslararası statüsü bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.

Madde 6- Herkesin, her nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.

Madde 7- Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasanın korunmasından eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin bu Bildirgeye aykırı her türlü ayrım gözetici işleme karşı ve böyle işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

Madde 8- Herkesin anayasa yada yasayla tanınmış temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı yoluna başvurma hakkı vardır. (http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/203-208.pdf)

 

l) Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatının  Helsinki Nihai Senedinde, ?Düşünce, vicdan, din ve inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı? ile ilgili VII. Maddesinin Hükümleri:

Katılan - Devletler, ırk, cinsiyet, dil ve din ayırımı gözetmeksizin, herkes için düşünce, vicdan, din veya inanç özgürlüklerini de kapsamak üzere, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gösterirler. 

Katılan - Devletler, insan kişiliğinin özündeki onurdan doğan ve kişinin özgür ve tam gelişmesi için zorunlu bulunan, yurttaşlık hak ve özgürlükleriyle, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve başka hakların ve özgürlüklerin etkin biçimde kullanılmasını geliştirir ve desteklerler.

Katılan - Devletler kendi vicdanının buyruğu uyarınca, tek başına ya da topluca bir din veya inanca inanmak ve onun gereklerini yerine getirmek özgürlüğünü kişiye tanırlar.

İnsan Hakları ve temel özgürlükler alanında katılan - Devletler Birleşmiş Milletler Antlaşması amaçlarına ve ilkelerine ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisine uygun olarak davranırlar. Bağlı olabilecekleri İnsan Haklarına İlişkin Uluslararası Sözleşmeleri de kapsamak üzere, bu alanda uluslararası bildiriler ve sözleşmelerdeki kayıtlı yükümlülüklerini de yerine getirirler. (KAYNAK: T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI AGİK YAYINLARI NO:1)

m) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının :

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Madde 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Madde 24- Herkes, vicdan, dinî İnanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Madde 36-Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.

Madde 70- Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

Hükümleri, meselemizle ilgili asgari ilkeleridir.