YAŞ HUKUKÎ GİRİŞİM DOKÜMANI (YAŞ Mağdurları Yargılanmak İstiyor) (25 Ocak 2008) - İnceleme

 

3) İNCELEME

a) Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasasının 125 inci maddesi ile yargı denetimi dışına çıkarılan; diğer kanunlarla verilen görevleri de görev olarak  üslenen;  926 Sayılı TSK Personel Kanunun 50 ve 94. maddeleri ile verilen yetki ve bu yetkiye dayanılarak hazırlanan Subay Sicil Yönetmeliğinin 91., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60. maddelerindeki hükümlerle de donatılan ve 1612 Sayılı kanunla kurulup teşekkül ettirilen Yüksek Askerî Şûra, yargılanmadan ve yargıya müracaat etme imkânının önü de kapatılarak, 1990:2007 Yılları arasında 1626 subay ve astsubayı re?sen emeklilik işlemine tabi  tutmuştur.

b) YAŞ Kararları, Siyasî İradenin Onayı ile İşlerlik Kazanabilmektedir;

Yürürlükteki mevzuat gereğince; Yüksek Askerî Şûrada ?disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma? işlemine tabi tutulmasına karar verilen:

1)      Subaylar hakkında hazırlanan kararnamenin sırasıyla, Milli Savunma Bakanının/İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının herhangi biri veya hepsinin imzalamaması halinde;

2)      Astsubaylar Hakkında hazırlanan kararın ise Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanınca  onaylanmaması halinde;

YAŞ Kararlarının işlerlik kazanması mümkün olamamaktadır. Buna göre de, Milli Savunma Bakanı/İçişleri Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanları, YAŞ Kararlarının yarattığı mağduriyetlerde ortak mesuliyete sahip olmaktadırlar.

c) Re?sen emeklilik uygulamalarının ve 28 Şubat kararlarının baskısı altında, benzeri işlemlerden kurtulmak için bekleme sürelerini doldurmadan kendiliğinden ayrılan subay ve astsubayların sayısının ise bu miktarın birkaç misli olduğu tahmin edilmektedir.

d) İslâmî inancını yaşamında uygulayan ve/veya eşleri dini inançları nedeniyle örtünen insanların disiplinsizlik kisvesi ile Silahlı kuvvetlerden tasfiyesi işlemlerinde, Milli güvenlik Siyaseti Belgelerinde belirlenen iç tehdit unsurlarının ve 28 şubat kararlarının hukuk dışı uygulama imkanı bulmasının da önemli katkısı olmuştur ve olmaktadır. Bu icrai kararlar, bir kısım kurumları yargının yerine geçirerek ve kişiler üzerinde baskı oluşturarak, eylem ve işlemleri yargı denetiminden kaçırmakta ve hukuk dışı işlemlerin dayanağı haline getirilmektedir..

e) Re?sen emeklilik işlemlerinin YAŞ vasıtasıyla yapılmasına, Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temini amaç olarak gösterilmektedir.

TSK?de disiplinin temini için; özel teşkil edilmiş mahkemeler, özel çıkartılmış kanunlar ve ilâve olarak disiplin amirlerine verilmiş yetkiler var iken; ayrıca, Yüksek Askerî Şuraya getirilmeden, Kuvvet Komutanlıkları yetkisi ile disiplinsiz personelin TSK?den çıkarılma imkânı da mevcut iken; Bütün bu imkanlar atlanarak ve kullanılmadan, askerî personelin YAŞ Kararı ile re?sen emekliye sevk edilmesi, kişilerin durumlarını yargıdan kaçırmak anlamına gelmekte ve suçlananların ellerinden adil yargılanma hakkı alınmaktadır.

Diğer bir ifade ile, disiplin bozucu fiiller, 477 sayılı Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda belirtilmiş ve bu suçları işleyenlerin yargılanması için de TSK bünyesinde, yeterli kademede ve yeterli sayıda, askeri Mahkeme ve Disiplin Mahkemesi, mevcut bulunmaktadır.

Subay Sicil Yönetmeliğinin 91., Astsubay sicil Yönetmeliğinin 60. maddelerinde, ayırma sebebi olarak sayılan ?disiplinsizlik ve ahlâki durumların? her biri için, Askeri Ceza Kanununda ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunda hüküm bulunmaktadır. (EK-A: Silahlı Kuvvetlerden Çıkarmayı Gerektiren Fiiller ve Cezaları)

Bütünüyle askerî yargı sisteminin tek gayesi, orduda disiplinin teminidir. Böyle iken yargı sistemini devre dışı bırakarak, suç olduğu yasada yazılı olmayan fiilleri suç sayıp, failleri hakkında tesis edilen idarî işlemlerin hukukla ve adaletle ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Aslında bu işlemler, keyfiliğe yol açarak, bizzat disiplinsizlik yumağını oluşturmaktadır

Kurum içi disiplin ve düzenin sağlanması için Devletin hiçbir kurumunda bulunmayan özel yargı sistemine sahip olan ve hatta her kademedeki (YAŞ?a kadar 9 kademe)  amirlere, şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza verme yetkisi de verilen   Silahlı Kuvvetlerimizde, bunları yeterli bulmayıp, özel yetkili kurullar oluşturmak, komuta kademesini keyfiliğe sevk etmekten, siyasî ve ideolojik davranmaktan başka bir sonuça götürmemektedir. Ve bu durum,  kurulları ideolojik tasfiye mekanizmasına dönüştürmektedir.

f) Yargı devreye sokulmadığı gibi, YAŞ?a getirilmeden tesisi mümkün olan idarî işlemler de, mağdurlara yargıya baş vurma hakkını açık bıraktığı için tercih edilmemektedir. Gerçekten disiplin bozucu faaliyetlerden vazgeçmeyen şahıslar hakkında Kuvvet Komutanlıklarınca ve Jandarma Genel Komutanlığınca re?sen emekli etme işlemi tesis yetkisi bulunmaktadır. Ama nedense, bu yetki kullanılmamakta ve YAŞ kararları devreye sokulmaktadır. Böylece suçlanan şahıslara savunma hakkı verilmediği gibi, tesis edilen işleme yargı önünde itiraz etme hakkı da tanınmamaktadır. Bir adım daha ilere gidilerek, hakkında re?sen emeklilik işlemi tesis edilmiş kişilerin başka bir kamu, hatta özel kurumlarda çalıştırılmasını engelleyecek, MGK kararları uygulamaya geçirilmekte ve bu kişilerin durumu takip ve kontrol kurulları ile rapor edilip denetlettirilmektedir. Bu türlü hareket tarzı Türk Milleti adına yargılama yetkisi kullanan bağımsız mahkemelere güvenilmediği intibaını uyandırmaktadır. Bu uygulamaların Hukuk devleti anlayışı ile bağdaştırılması mümkün müdür? YAŞ kararları ve hukuk devleti üzerine, re?sen emekli Hakim Bnb. Yusuf Çağlayan Tarafından yapılmış, bir inceleme bu belgeye EK-E olarak konulmuştur.

g) YAŞ Mağdurları Disiplinsiz Değildir.

YAŞ Mağdurlarının hatıralarından oluşan ?Ben Disiplinsiz değilim? kitabındaki bir kısım mağdurların hatıralarının incelenmesinden kolayca anlaşılabileceği gibi, Dinî inançlarını yaşamında uyguladığı için re?sen emeklilik işlemine tabi tutulan personelin, disiplin amiri tarafından veya askeri mahkemelerin hiç biri tarafından verilmiş cezaları bulunmadığı gibi, sıralı sicil amirleri tarafından verilmiş çok sayıda takdir belgeleri bulunmaktadır. İnancını yaşamak disiplinsizlik sayılabilir mi? (EK-B Örnek bir YAŞ Mağdurunun takdir listesi)

h) YAŞ Mağdurları re?sen emeklilik sebeplerini Bilmiyorlardı.

Re?sen emeklilik işlemine tabi tutulan kişiler, sebebini bilmeden, savunma hakkı verilmeden tasfiye edilmektedirler. Sonradan, bilgi edinme kanunundan istifade ile, ayırma işleminin sebebini öğrenmek için müracaat eden personele dahi, yasal bir gerekçe bildirilememektedir. İbret vesikası olarak, bir mağdura ilgili Komutanlıkça verilen cevap, belge olarak EK-C?ye konulmuştur.

i) YAŞ  Kararları ile Re?sen Emeklilik İşlemine Tabi Tutulanlar, Büyük Mağduriyetlere Uğratılmaktadırlar:

1)      Re?sen emeklilik kararı tebliğ edildiği anda işleme sokuluyor. Mağdurların Silahlı Kuvvetlerle ilişkileri hemen kesiliyor.

2)      Rütbesi, Ünvanı, silahı, ruhsatı ve askerî kimliği elinden alınarak, kışla dışına çıkarılıyor.

3)      Maaş, tazminat ve diğer bütün kazanımları  ellerinden alınıyor.

4)      Lojmandan çıkarılıyor. Ordu evi, askeri gazino, kamp, askeri hastane ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları son buluyor.

5)      Askerî kışla, garnizon ve tesislere girmeleri yasaklanıyor.

6)      5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 39. maddesi esaslarına göre, re?sen emeklilik işlemine tabi tutuluyorlar.

7)      25 hizmet yılını dolduramayanlara birikmiş paraları toplu olarak ödenerek, maaş bağlanmadan ve eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları ile birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları da ellerinden alınarak, sosyal dayanaktan mahrum bırakılıyorlar

8)      25 hizmet yılını dolduranlar, sanki silahlı kuvvetlerle hiç ilişkileri olmamış gibi, emekli sandığı emeklisi unvanı  ve ikramiyesi verilerek, 61 yaşını doldurunca almak kaydı ile emekli maaşına bağlanıyorlar.

9)      Kamu kurum ve kuruluşlarında görev almaları engelleniyor. Hatta, özel şirketlerde bile iş bulmaları engellenmeye çalışılıyor.

10)  Yurt dışına çıkışlarda, emsallerine sağlanan yeşil pasaporttan yararlanma hakları engelleniyor.