Genelkurmay Hükümetler Üstü mü? (26 Nisan 2005)

GENELKURMAY  HÜKÜMETLER ÜSTÜ MÜ? 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hilmi ÖZKÖK, 20 Nisan 2005 tarihinde, Harp Akademileri Komutanlığında basına açık olarak,  bir POLİTİK-ASKERÎ değerlendirme yapmıştır. Bu tür değerlendirmeler, kapalı salon çalışmalarında ilgili dokümanlarından çıkarılarak, çalışmaya katılanların duruma girmelerini sağlamak amacıyla, görevliler tarafından ve tabii ki çok gizli gizlilik derecesi ile yapıla gelirdi. Yanılmıyorsam tarihimizde ilk defa bu değerlendirme, Silahlı Kuvvetlerimizin, belki de Devletimizin en yetkili ağzından, basın aracılığı ile Türk ve Dünya Kamu oyuna, dosta ve düşmana ilan edilmiştir.

 

 

 Bu açıklık karşısında bizim de bu konu üzerindeki görüş ve düşüncelerimizi belirtmemize imkân verilmiştir. 

 Sayın Genelkurmay Başkanımızın iki ana hususta yanılgı içinde olduğunu düşünüyorum. 

Birincisi; bu değerlendirmeyi ve yapılış biçimini Anayasa çizgisi içinde nereye oturtacağız!?

Sn. Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetlerin alt kademelerinin, yani Kuvvet Komutanlıklarının  planlamaları için gerekli olduğu için böyle bir değerlendirme yapma ihtiyacı duydu ise, neden bunu Kamuya ilan etti. Gizliliğe de riayet ederek sadece ilgili kademelere bildirmesi yetmezmiydi? 

Şayet, Silahlı Kuvvetlerin en üst kademesindeki bir Komutan olarak Bakanlar Kuruluna, değerlendirmelerini aktarmanın vazgeçemediği bir görevi olduğunu düşündüyse,  gizlilik kuralları içinde iletebileceği kanallar yokmuydu? 

Bu değerlendirmenin yapılış şeklinde yukarıdakilerden farklı bir amaç aramak gerekmektedir. 

Ya; Hükümetin, iç ve dış, ekonomik, sosyo-kültürel ve savunma politikaları ile bu güçlerle ilgili strateji tercihlerinden, telafisi imkânsız sonuçlar doğacağını görüp, bu uygulamalardan büyük endişe duyulmuş ve bu Kamu oyu ile paylaşılmak istenmiş olabilir. 

Ya da; iç ve dış kamu oyuna ve devlet mekanizmasına, Silahlı Kuvvetlerin kontrolü dışında Türkiye?de hiçbir şeyin yapılamayacağı hususunun dikte edilmesi istenmiştir. 

Her iki halin de Millet, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Yanlış düzeltilip meselenin Anayasal çizgiye süratle oturtulması gerekmektedir.  Yoksa Devletin bütün güçlerini Silahlı Kuvvetlerin Kontrolüne verecek tarzda Vatan sathını kapsayacak şekilde sıkıyönetim ilan edildi ve Sn. Gnkur. Bşk.?ı Sıkıyönetim Komutanı olarak görevlendirildi de bizim haberimiz mi olmadı ?

İkincisi; Dünyada ve Ortadoğu?da gelişen  olaylar hepimizin gözü önünde cereyan ederken, asimetrik tehdit olarak iç tehdidi (bölücü ve irticai faaliyetleri, uyuşturucu trafiğini ve yasa dışı göçü) simetrik tehdit olarak da başlarındaki büyük bela-ABD- ile baş etmekten başka uğraşıları olmayan güney ve doğu komşularımızı göstermek temelde değerlendirme hatası yapmak değilmidir? 

Kendi halkını kamplara bölüp devletine tehdit olarak göstermek ve bunlara karşı askeri güç kullanımına kadar gidecek bir baskı dönemini başlatmak kimin işine gelir. 

Bu gün bağımsız hareket etmeye kalksak hangi devletlerin karşı çıkacağını görmezden gelip de   bunu tehdit olarak değerlendirmemek ve güvenlik politikalarımızı bu tehdidi önleyecek şekilde geliştirmemek büyük gaflet değilmidir? 

Dünyaya düzen vermek isteyenlerle ortak değerleri paylaştığımıza kendiniz de inanıyor musunuz? Yarın sıranın bize gelmeyeceğine nasıl emin oluyorsunuz? 

Vakit geçmeden gerçek tehdidi arayalım. Bu büyük tehdide muhatap ülkelerle ve gerçekten aynı değerleri paylaştığımız milletlerle  blok oluşturalım. Bu gün istikrarsızlığın sürdüğü bölgelerde mücadele ve mukavemet eden Milletlerin aslında bizim yurdumuzu da savundukları bilinci ile onların gayretlerini vakit geçirmeden destekleyelim. Ülke güvenliğimizi sağlayacak asimetrik teşkilatlanmaya önem ve öncelik verelim. 

Milli hedefimizin, Ülkemize yönelik tehdidin, İttifaklarımızın ve Milli Güvenlik Politikalarımızın acilen yeniden belirlenmesini temin edelim. 

Değerlendirme ve Silahlı Kuvvetlerin yeniden yapılanma çalışmalarının dayandığı temellerin yeniden ve gerçekçi olarak yapılması hususlarında söylenecek daha çok söz var. Onları da zamanı gelince söyleriz inşallah.   26 Nisan 2005

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl.Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn