Kürt Açılımı (16 Ağustos 2009)

KÜRT AÇILIMI 

Türkiye, tarihî bir dönemeçten geçiyor. Dünya çapında büyük devlet olduğunu ispatlayabilecek adımları atılabileceği bir atmosfer oluştu. Bu imtihandan başarı ile çıkmak kolay olmayacak. Hıyanet suçlamaları bile olacak. Buna rağmen kararlılık gösterilebilirse, sonuç Milletimiz, Devletimiz ve İslâm Âlemi için hayırlı olacaktır. 

Meselenin çözümünde birinci şart, Sorunları savaşarak değil konuşarak çözmeyi kabul etmektir.

 

Şiddet, birliğe değil ayrılığa götürür. Konuşamayanlar savaşırlar. Savaşanlar aynı devlet çatısı altında birlikte olamazlar. Eninde sonunda ayrılırlar.

Bunun için, milli iradenin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çözüm odağı olmalı ve burada konuya taraf olmuş herkes dinlenmelidir. 

İkinci Şart, ortak değerler öne çıkarılmalıdır.

Müşterek tarih ve İslâm inancı bu değerlerin başında gelmelidir. Bu değerlerin birleştirici nitelikleri, yasa olarak ve icraatta uygulamaya sokulmalıdır.

Türkler'in Anadolu'ya girişi ile yani 10. asırdan itibaren Türk-Kürt ilişkileri ayrıntıları ile ve özellikle birleştirici değerleri ile altı çizilerek, her iki toplumun da doğru bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.

İslâmî inancı yaşamanın önündeki engeller kaldırılarak, etnik kimliğin vereceği üstün ırk kavramı yerine, İslâm'ın birleştirici çatısı altında kaynaşmayı kolaylaştıran mensubiyet duygusu geliştirilmelidir. Camide cemaatte beraber olan insanlar, cemiyette ve yurttaşlıkta üstünlük iddiasında bulunmazlar. Ama mensubiyetlerini de inkar etmezler. 

Üçüncü Şart, mağduriyetlerin ortaya konulması ve sebeplerinin ortadan kaldırılması olmalıdır.

Bunda birinci mesele bölücü terörün engellenmesi olmalıdır. Yabancıları karıştırmamaya özen göstererek, meselenin tarafları mutlaka dinlenmelidir. Silahlı Kuvvetler dinlendiği gibi terör örgütün temsilcileri de dinlenmelidir. Bu meseledeki, sabır, basiret, hakkaniyet, tahammül ve kararlılık diğer alanlara da sirayet edeceğinden, komplekse kapılmadan herkes dinlenmeli ve ortak noktalar uygulamaya sokulmalıdır.

İkinci mesele, Milli Devlet içinde, Kürt Etnik Kimliğinin yaşanmasında konulan engellerin kaldırılması olmalıdır. İdare sistemi, dil özgürlüğü, ekonomik sorunlar ve ayrımcılık olarak kabul edilen bütün konular değerlendirilmeli, üstünlük sağlayacak şekilde değil, eşitlik sağlayacak şekilde çözüm yolları bulunmalıdır. 

Meselelere, bölünme korkusuyla değil, barış içinde birlikte yaşama ümidi ile ve samimiyetle, hakkaniyetle, adaletle ve büyük devlet bilinciyle yaklaşılmalıdır. 

İç sorunlarını, yabancıları karıştırmadan, konuşarak kendi inisiyatifi ile çözebilen Türkiye, daha büyük birleşmelerin çekirdeği olabilecektir.

Bu basireti gösteremezse, bölünüp parçalanma tehdidinden kurtulamayacaktır. 

Yöneticilerimizden cesaret ve basiret bekliyoruz. 16 Ağustos 2009

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn