Hukuka Riayet, Askeri Disiplinin Temelidir (01 Ekim 2009)

HUKUKA RİAYET ASKERÎ DİSİPLİNİN TEMELİDİR. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinde, astının hukukuna riayet etmeyen amirler, askerî disiplini temelinden sarsan disiplinsizlerdir. Hukukun tesisi ve gerçek disiplinin temini için, onlar da cezalandırılmalıdırlar. 

29 Eylül 2009 tarihli ajanslarda;

?Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türk Silahlı Kuvvetleri ve askeri okullardan ihraç edilen 21 kişinin yaptığı başvuruda, Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti.

Türkiye'nin, Milli Savunma Bakanlığı tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemesine(AYİM) iletilen belgelerin davacılara açık tutulmaması nedeniyle; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddesinin 1. fıkrasını ihlal ettiği görüşüne varan AİHM, başvuru sahiplerine mahkeme masrafları dahil yaklaşık 120 bin avro ödenmesini kararlaştırdı.? Haberi yer aldı.

 Mağdurların, Yüksek Askerî Şura Kararları ile Silahlı Kuvvetlerden çıkarılan kişilerden olmadıkları anlaşılmaktadır.

Çünkü onlara uygulanan kararlar yargı denetimi dışındadır. AYİM 'e müracaat edemezler; etseler de davaları reddedilir.

AİHM de çifte standar uygulayarak, YAŞ Mağduru asker kişilerin davalarını esastan görüşmeyip, şeklen inceleyip reddetmiştir.

Bu nedenle, AİHM 'nin haklı bulduğu 21 kişinin, TSK'den ilişiğinin kesilmesi işlemlerinin, bağlı oldukları Kuvvet Komutanlıkları tarafında tesis edildiği; ilişikleri kesildikten sonra MSB aleyhine AYİM 'de dava açtıkları; bu mahkemede dava görülürken MSB'lığı, savunmasında şahışların çıkarılma gerekçelerinin davacılara verilmediği; ancak davalarının reddedildiği; İç hukukta adaleti bulamayan davacıların, Uluslararası hukuka yönelip, haklarını AİHM 'de aradığı anlaşılmaktadır.

 

Bu olayda, Kamu Oyunu ilgilendiren üç önemli ihlal bulunmaktadır.

  • Birincisi, şahısların ve dolayısıyle askeri amirlerin hukuk dışı ve keyfi tutum ve davranışları;

  • İkincisi, askeri yargının, Millet adına adaleti tesis yerine, idarenin tasdikçisi durumunda bulunması;

  • Üçüncüsü de, AİHM tarafından verilen para cezasının faturasının vatandaşa kesilmesidir.

 

Askeri okullardan çıkarılma; Kanun, Yönetmelik ve Yönergelerde düzenlenmiştir. İki sebep vardır.

  • Birincisi başarısızlıktır. Dört senelik okulları beş senede bitiremeyenlerin okulla, dolayısıyla da TSK ile ilişikleri kesilir.

  • İkincisi de; displinsizlik nedeni ile dir.

Askerî öğrencilere; Lise düzeyindeki askeri okullarda her yıl için 100, Harp Okullarında ise dört yıl için 120 disiplin puanı tahsis edilir.

Yönetmelik ve yönergelerde disiplin suç ve kabahatlerinde kaç disiplin puanı düşülececeği belirtilmiştir.

Lise düzeyindeki Askerî Okullarda disiplin puanları 49'un altına düşenler; Harp Okullarında ise disiplin puanlarını bitirenler hakkında; Okulların Disiplin Kurulları kararı ile çıkarma kararları verilir; okulların bağlı oldukları Kuvvet Komutanlıklarının onayı ile de ilişik kesme işlemler yürürlüğe sokulur.

Bu tür işlemler bu kadar sarih ve net iken, AYİM 'de açılan davada, davacılara, okuldan çıkarılma sebebi açıklanamıyorsa, idarenin keyfiliği söz konusudur. Suçlamaların sübjektif nedenlere dayandığı anlaşılmaktadır.

Öğrencinin her eylem, suç ve kabahatinde yazılı savunmasının alınması Anayasal bir sorumluluktur. Yazılı belgesi olmayan kanaatler ve TSK'den çıkarılma işlemleri keyfilikten ileri gidemez. Bu da sorumlu amirlerin suç işlediği anlamına gelir.

 

Çıkarılma işlemlerinin iptali ile ilgili açılan davalarda AYİM; Millet adına, Anayasa ve Yasalarla belirlenmiş haklar çercevesinde, İdarenin hukuk dışı davranışlarına karşı, adil yargılama ortamı yaratarak, kişilerin savunmasına imkan hazırlaması gerekirken; idarenin tesis etmiş olduğu işlemlerin gerekçelerini davacılara göstermeden, bir nevi idarenin hukuk dışı işlemlerini tasdik makamı imiş gibi, şahısların aleyhine kararlar tesis ederek, adil yargılama ilkesini ihlal etmiş ve tarafsız davranamamıştır.

 

Diğer yandan, AİHM'nin verdiği 120 bin avro para cezasının hukuk dışı işlemleri tesis eden sorumlulara ödettirilmemesi, keyfiliği teşvik anlamına gelecektir.

Mevcut yasal mevzuata göre, verilen para cezasının, MSB'lığınca alınacak bir kararla, sorumlu personele ödettirilmesi mümkündür.

İdarenin elemanlarınca yapılan hatalardan doğan maddi zararın, hata sahibine rücu ettirilmesi, Milli Savunma Bakanının kararına tabidir. Ancak genel uygulama, bu tür maddi tazminatlarin genel bütçeden ödettirilmesi yönündedir.

Adaletin tesisi ve mağduriyetlerin tekerrürünün önlenmesi için, idari davalarda, idarenin kusursuz sorumluluğundan doğan tazminatların genel bütçeden; ancak idarenin kusurlu sorumluluğundan ve hizmet kusurlarından doğan tazminatların da, kusurlu personele rücu edilerek, şahıslardan tahsil edilmesi usül haline getirilmelidir.

 

Sonuç olarak;

  • Türk Silahlı Kuvvetlerindeki keyfi ve hukuk dışı uygulamaların engellenmesi için, YAŞ Kararları dahil, tüm idarî işlemler yargıya açılmalı ve hatalı uygulamalardan doğan maddi tazminatlar kusurlu kişilere ödettirilmelidir.

  • Askeri yargıyı, Askerî İdarenin vesayetinden kurtarmak için, askerî hakimlik sınıfı kaldırılmalı, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Danıştay'ın bünyesine; Askerî Yargıtay da Yargıtay'ın bünyesine dahil edilmelidir.

  • Bu düzenlemelerin siyasî otoritenin sorumluluğuna giren ve Ülkemizin önünü açacak temel meselelerin başında olduğunun şuuruna varılmalıdır. 01 Ekim 2009

    Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn