2002'nin İkinci Şûrasında Neler Olmuş (22 Nisan 2009)

2002'NİN İKİNCİ ŞÛRASINDA NELER OLMUŞ? * 

Yıllar önce kapalı kapılar arkasında konuşulanları, Ergenekon Tutuklusu Mustafa Balbay'ın Günlükleri gün yüzüne çıkardı.

2002 yılının olağan ikinci Askerî Şûrasında konuşulanlar bizi o zamana götürdü ve gerçekleşen bir kısım hadiseleri de hatırlamamıza sebep oldu.

Milletvekili Genel Seçimleri 03 Kasım 2002 tarihinde yapılmıştı. 365 milletvekili ile Meclise giren AKP birinci parti olmuş (CHP: 177; Bağımsız:8), Genel Başkan Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın yasaklı olması nedeniyle milletvekili olamaması sonucunda, Başbakanlık görevi, zamanın Cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet Sezer tarafından, 17 Kasım 2002 tarihinde Sn. Abdullah Gül'e verilmişti.

 

Başbakan Sn. Abdullah Gül, kabinesini ertesi gün Cumhurbaşkanına sundu ve yeni Bakanlar Kurulu 19 Kasım 2002'de, Sn. Bülent Ecevit Kabinesinden görevi teslim aldı.

Yeni Hükümetin programı 23 Kasım'da TBMM'de okundu, 26 Kasım'da görüşüldü ve 28 Kasım 2002 tarihinde de Hükümet güven oyu aldı.

Yeni Hükümet enerjik davranarak, kısa sürede Ülke Meselelerine sahip çıkmıştı.

Bu fakir de, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki 32 yıllık tecrübesi ile yeni hükümete yardımcı olur düşüncesi ile, Sn. Başbakana, internet adresinden, Yüksek Askerî Şûra toplantısı ile ilgili bir mektup ulaştırmıştı. Mektubta aynen şunları söylemiştim.

 

?Sayın Abdullah GÜL

          Başbakan

          Sayın Başbakanım, bu size ikinci mesajım olacak. Birincisinde seçimler ve Başbakanlık görevi için sizi kutlamıştım. Tebriklerimi tekrar ediyorum.

          Şimdi de enerjik ve isabetli gayretlerinizi gördükçe, bu bizim hükümetimiz diyerek başarılarınızın en üst düzeyde olması için dua ediyoruz.

         Aralık sonunda Yüksek Askerî Şûranın toplanması gerekiyor. Tabii ki gündeminde önemli konular vardır. Toplantıda etkili olmayı arzu ediyorsanız, her şûra üyesi için Gnkur. Per. Bşk.lığınca hazırlanan ''gündem konuları ve hal tarzları'' ile ilgili dosyanın, yeterli bir süre önce Makamınızda bulundurulmasını sağlamalısınız. Konuları ehil bir heyete incelettirerek tutumunuzu toplantı öncesinde saptamalısınız.

          Muhtemelen gündem konularından biri de, inançlarından dolayı ilişikleri kesilecek Sb. ve Asb.ların durumunun görüşülmesidir. ZULME ORTAK OLMAMAK  ve TSK'nın potansiyel bir İslam karşıtı güç olduğu görünümünden kurtarılması için :

         a. TSK Subay Sicil Yönetmeliğinin 99 ve 100 ncü maddeleri ile,

         b. TSK Assubay Sicil Yönetmeliğinin 53 ve 54 ncü maddelerini hukukcu bir ekibe inceletmelisiniz.

         c. Toplantıda, gündeme geldiği takdirde, DİSİPLİNSİZLİĞİ ( ihracını gerektiren suçu) MAHKEME KARARI İLE TESBİT EDİLMİYENLERİN  Şûra gündeminden çıkarılmasını ve bu kişiler hakkındaki kararın Kuvvet Komutanlıklarınca verilmesini istemelisiniz. Çünkü Kuvvet Komutanlıklarınca ihraç edilenlerin haklarını , yargıda , arama imkanları vardır.

Yukardaki konu ile bağlantılı olarak, AKP Aksaray Millet Vekili Sayın Ramazan Toprak'ı da yalnız bırakmamalısınız.

Bu vesile ile geçmiş Ramazan Bayramınızı gönülden kullar, başarılarınızın devamını diler, sizi Allah'a(cc) emanet eder, saygılar sunarım. 10 Aralık 2002 

Adnan TANRIVERDİ
Emekli Tuğgeneral? 
(i)


Mektubumuzun Sn. Başbakan tarafından okunup okunmadığını bilemiyorum.

2002 yılının ikinci Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) Toplantısı 26 Aralık tarihinde yapıldı.

Basına yansıyan haberlerden , bu toplantıda, ABD'nin muhtemel Irak harekâtı, Milli Askeri Stratejik Konseptte yapılması gereken değişiklikler ve son sekiz yıldır Şûra gündemlerinin değişmez maddesi olan ?disiplinsizlikleri nedeniyle TSK'den ilişiklikleri kesilecek personel? in durumunun görüşüldüğü; Irak'a yapılacak operasyonun öncelikli tehdit olduğuna ve  7 subay ve astsubayın disiplinsizlikleri nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. (ii)

Ancak YAŞ'ın bu toplantısında şimdiye kadar olmayan bir ilk oluyordu. Zamanın Başbakanı Sn. Abdullah Gül ve Milli Savunma Bakanı Sn.Vecdi Gönül, disiplinsizlik gerekçesiyle ordudan atılması istenen 7 subay ve astsubayın dosyasını ayrıntılı olarak inceleyerek, bu kişilere yargı yolunun kapatılmasını eleştiriyor, Şûranın kararına katılmıyor ve muhalefet ŞERHİ koyuyorlardı.? (iii)

Meseleye pratik çözüm getirmemiş olsa da, yeni gelişme, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olma adına önemli bir adımdı.

Kapalı kapılar arkasında neler olup bittiğini o zaman bilemiyorduk. Sonuç almaya yetmeyen girişimi de eleştiryorduk. Ergenekon tutuklusu Mustafa Balbay'ın basına yansıyan günlükleri o zamanın kapalı toplantısında olanları gün yüzüne çıkardı. 

YAŞ toplantısından günlüğe yansıyan diyalog:

?Özkök : Sizi anlıyorum, tabanınızı da anlıyorum. Ama...

Gül : Gündemi ben yapmak istiyorum.

Asker : Yapamazsınız.

Gül : Neden ?

Asker : Yasa böyle... Gündemi Genelkurmay Başk. Yapar.

Vecdi Gönül : (yşansıdan sonra) ben size hak veriyorum. Ama, bunlar yargıya gidebilmeli. Disiplin çok önemlidir... Ama yargısız olmaz...(Gül o sırada konuşmuyor.)

Doğan : (tartışma alevlenince) Eğer niyetiniz 28 Şubat'ın intikamını almaksa pişman olursunuz. Bunun hesabını size sorarız. (Başbakan'a sen diye hitap ediyor) Doğan konuştuktan sonra komuta kademesi hariç komutanlar 11'i birden, konuşmayı destekliyoruz, diyor? (iv)


YAŞ toplantısı ile ilgili olduğu söylenerek basına yansıyan bilgiler doğru ise:

Başbakan, yasal yetkisini kullanmak istemiş. Hukukun gereğini hatırlatmış. Fakat gözdağı verilerek hırpalanmak istenmiş.

Genelkurmay Başkanının ve Başbakanın nezaketi yanında, bazı asker üyelerin üslubu ve sözleri kabul edilebilir gibi değil.

Şûrayı yönetme yetkisine yasal olarak sahip olan ve yasa gereği YAŞ'nın Başkanı olan Devletin Başbakanı, gündemi kendisi yapmak istediğini belirtiyor. Bir asker üye, ?yapamazsınız. Yasa böyle... Gündemi Gnkur. Bşk.'ı yapar.? diyor.

Yasada bu yetki düzenlenmememiş. İç tüzüğe bırakmış.

Yani ifade doğru değil. İç tüzük bu yetkiyi Genelkurmay Başkanına vermiş olsa bile, toplantıdan belirli bir süre önce gündemin, toplantıya başkanlık yapacak olan Başbakanın onayına sunulması gerekmez mi? Direktifleri alınmaz mı?

Yani Başbakan gündemi toplantıda mı öğrenecek?

Gündeme müdahale etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi?

YAŞ, bir kısım kararların siyasilere dikte edildiği yer midir? Yoksa icra yetkisine sahip olan Bakanlar Kurulu için bir istişarî organ mıdır?

Kararlarının yargı denetimi dışında tutulmasının anlaşılabilir tek tarafı, Şûranın sadece bir istişarî organ konumunda olmasıdır. Aksi halde, hem icra-i kararlar alacak hem de sorumsuz olacak. Bu lüks padişahlarda bile yoktu.

Sonra Genelkurmay Başkanı dururken, bu hususun hatırlatılması bir ordu komutanına mı düşer? 

Daha sonra Başbakan resmen tehdit ediliyor.

?Pişman olursunuz. Bunun hesabını size sorarız.? deniliyor. Bu tehdide de el kaldırarak 11 asker üye katılıyor.

Başbakan'ın, sorumluluğu gereği, hukuk çizgisini hatırlatma girişimi, 28 Şubat'ın intikamını alma niyetine indirgeniveriyor. Sanki muhatap bu ülkenin Başbakanı değil de bir yabancı misyon temsilcisi.

Kurulalı henüz bir ayını doldurmamış, Genel Başkanı siyaset yasaklı bir parti tarafından kurulmuş ve hassas dengeleri koruma durumunda bulunan kabinenin başkanı durumundaki Sayın Abdullah Gül, gerginliğin tarafı olmamak ve işin başında askerle hükümet arasındaki bağların koparılma riskini göze almamak için, tehditlere sessiz kalmış, karara muhalefet şerhi koymakla yetinmiştir.

Aslında, tehdit karşılıksız bırakılmamalı idi.

Sn Başbakan;

?Rütbesi ve makamı ne olursa olsun, TC Başbakanını kimse tehdit edemez.

Riskleri, tehdit ve tehlikeleri göze almamış olsaydık, bu makamlara talip olmazdık. Sorumluluklarımızın bedelini ödemeye hazırız.

Ama yetkilerimizi de sonuna kadar kullanmaya kararlıyız.

Gayretimiz, her hangi bir dönemin intikamını almakla ilgili değil, hukukun üstünlüğünün tesisi için dir.

YAŞ istişarî bir kuruldur. Siz uygun gördüğünüz kararı alabilirsiniz. Uygulama sorumluluğu Bakanlar Kuruluna aittir. Önümüze gelen YAŞ kararı, hukuka, yasal mevzuata ve Hükümetimizin programına uygun ise onaylarız. Uygun bulmaz isek, onaylamayız. Bundan doğacak hukukî ve siyasî bedeli de ödemeye hazırız.

Silahlı kuvvetlerimizle, ilişkilerimiz bu çizgide olacaktır. Başka türlü bir davranışa bizi hiçbir kuvvet zorlayamaz.

Çzlışma tarzımıza ayak uyduramayanların istifalarını anlayışla karşılarız.

Bu tehdit içeren sözleri işittikten sonra bu kurulda ve burada toplantıya devam edemem.

Benim için toplantı bitmiştir.

Hilmi Paşam, toplantınızın sonucunu Başbakanlık Makamında bekliyorum. Hukuki bulmadıklarımızı uygulama alanına sokmayacağımızı bilmenizi isterim.

Hoşça kalın...!?

Diyebilseydi, siyaset-asker ilişkisi rayına oturtulmuş olurdu.

YAŞ'da karara bağlanan, dış güvenlikle ilgili meselelerin yürülüğe girebilmesi için Bakanlar Kurulunca Hükümet direktifi haline getirlmesi; subayların re'sen emekliliği ile ilgili kararlarının, yürürlülüğe sokulabilmesi için MSB, Başbakan ve Cumhurbaşkanının müşterek imzalayacağı üçlü kararnameye; astsubayların re'sen emeklilikle ilgili kararlarının yürülüğe konulabilmesi için de MSB'nın onaylamasına ihtiyaç vardır.

Yani, zamanın Başbakanı Sn Abdullah Gül kararlılık gösterip, muhalefet ettikleri kararları uygulamaya sokmasaydı, YAŞ'ın hukuk dışı uygulamaları ve asker üyelerin dayatma ile karar aldırma geleneği son bulmuş olurdu.

Bu yapılamadığı için, o toplantıda tehdit edenler arasında bulunan, zamanın Jandarma Genel Komutanı E. Org. Şener Eruygur, Mustafa Balbay'a 30 Aralık 2002 tarihinde;

?Bunlar YAŞ'ta bir şey yaptı. Bu hiç önemli değil. Biz onu hallederiz. tartışma çıktığında.. Hemen çağırdım evladım dedim, bu 7 dosyaya ek yok mu biraz daha ekleyin, şöyle 20'ye yaklaştırın dedim... ama masum kişilerse atmak da olmayacaktı, o yüzden orada bıraktık. Biz bir dahaki sefere bu rakamı 3 katına çıkarırız görürler...

Bunu hallederiz asıl olan kadrolaşmalarına engel olmak?  (v)

Diyebilmiş ve gerçekten bir sonraki toplantı olan Ağustos 2003 Şûrasında 18, yani önceki şuranın yaklaşık üç misli subay ve astsubay re'sen emekli edilmiştir.

Yine Mustafa Balbay, 09 Ocak 2003'de, buluştuğu bir yemekte, Genelkurmay Adli Müşaviri Hakim Tümg. Erdal Şenel ile aynı Şûra sonucunu konuşuyor. Balbay;

? Anayasanın 125. maddesinin değişemezliğinin korunması istenmiş.. 3000 subay astsubay irticadan sakıncalı.. Harp Okullarında yüzde 80 oruç tutanlar.. Bunu azaltmanın yolu nedir, diye bakılıyor.. 12 Eylül'de dini bütün, eşikapalı aile çocukları aranmış, subay olmaları için, sonra onları atmışlar.. Onlardan kalmamış, şimdikiler farklı.?  (vi)

Bilgilerini naklediyor. İbret verici. Disiplinsizlik falan yok. Kıyım var. Şimdi Harp Okullarında ve Kıt'alarda oruç tutup namaz kılan kalmışmıdır?

Mazlumun ahının sorumlularının Ergenekon zanlılarının arasında olduğu ve bugünün iktidarında da dönemin mağdurlarının hissesi (vii) bulunduğu unutulmamalıdır. 

YAŞ kararlarından Orgeneral ve Oramiraller, kararların uygulanmasından da, MS Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı sorumludur.

 

Bu gün aktif görevde; Aralık 2002 Şûrasına katılan 15 Orgeneralden sadece, o gün hesap sorulması için el kaldıran ve çiceği burnunda orgeneral olan, Genelkurmay Başkanı Org. Sn.İlker Başbuğ; sivil kanattan ise, yine o gün bir aylık Başbakan olan Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül ve o gün bir aylık Bakan olan, Milli Savunma Bakanı Sn. Vecdi Gönül kalmıştır.

Ama bugün daha ümitliyiz çünkü; 14 Nisan 2009 tarihinde Harp Akademelerinde yaptığı konuşmada, ?gerçek mütedeyyin insanlarla kimsenin sorunu olmadığını, dinin toplumsal bir bağ oluşturduğunu, askerliğin moral değerlere önem veren bir meslek olduğunu, Silahlı Kuvvetlerin hiçbir dönemde dine karşı olmadığını, şehitlik ve gaziliğin kutsal bir mertebe olduğunu açıklayan bir Genelkurmay Başkanımız; Aralık 2002'den beri YAŞ Kararlarına şerh koyan Milli Savunma Bakanımız, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız var.

Vakit geçmiş sayılmaz. Uygulamaların perde arkasından ibret alınmalı ve YAŞ Kararları ile hukuk dışı tasfiye işlemleri tarihe karışmalıdır. 22 Nisan 2009

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

ASDER Gnl. Bşk.

 

* Siyasi tarihe ?Asker-Siyaset? ilişkileri açısından bir not olması dileğiyle 

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn