İnsanî Yardım Konvoyuna İsrail Silahlı Saldırısı (31 Mayıs 2010)

 

İSRAİL İNSANLIK DÜŞMANIDIR

 

50 ülkeden 600 insan ve 6 gemi ile yola çıkan Gazze'ye insani yardım konvoyu, Akdeniz'in Uluslar arası sularında seyrederken, 31 Mayıs 2010 günü saat 0430' da, İsrail Silahlı kuvvetleri tarafından deniz ve havadan saldırıya uğramıştır.

Alınan bilgilere göre, bu saat itibariyle (31 Mayıs saat 1500) 19 şehit ve 60 yaralı bulunmaktadır. İnsani yardım şehitlerine Allah'ta rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

 

İnsani yardım gemilerine silahla saldırmak, gemiyi gönderen ülkelerin halkına ve özellikle TÜRK halkına savaş açmak demektir.

Sivil, silahsız, yardım amacıyla giden insanlara silahla saldırmak, İSRAİL' in gerçek yüzünü bir defa daha ortaya çıkarmıştır. İnsanlık düşmanıdır.

Bu kanlı tecavüz, İsrail'in sonunun başlangıcı olacaktır.

Girişim, Uluslar arası hukuka, insanî değerlere sığmayan, devlet olma şuuruna sahip olmayan eline silah verilmiş korkakların uygulayabilecek bir cinayettir.

 

Başta Türkiye olmak üzere, İslam Alemi ve tüm hür dünya ülkeleri tarafından gerekli siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik tepkiler gösterilmelidir.

 

Tecavüzün ortaya çıkardığı gerçekler:

  • İsrail, benzer olaylara karşı, silahla müdahale planı hazırlıyor ve çekinmeden uygulama alanına sokuyor.

  • Hür dünya, İsrail'in bu kararlılığını caydıracak tedbirleri almıyor.

  • İsrail, ancak güç kullanmaktan anlamaktadır. Onu caydıracak girişim, aynı acımasızlıkla yapılacak silahlı müdahale olmalıdır.

  • Bu arada, 7 askerimizin şehit, yedi askerimizin yaralandığı, İskenderun'da Deniz Kuvvetleri kışlasına yapılan silahlı baskının da, insani yardım konvoyuna Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının desteğine İsrail misillemesi olabileceği üzerinde durulmalıdır. Bunu için, İsrail'in PKK Terör örgütüne yaptığı her türlü destek ortaya çıkarılıp, misli ile mukabele edilmelidir.

  • Türkiye'nin, bölgede etkili ve bağımsız hareket edebilmesi için, sınır ötesine ve stratejik mesafelere kara, hava ve deniz gücü taşıyabilecek ve harekat yapabilecek güç ve konuma getirilmesi gerekmektedir.

  • Filistin'e insanî yardım götürme girişimi, fevkalade önemli bir destek olmakla beraber, insani değerleri hiçe sayan bir İsrail karşısında oldukça pasif bir girişim olarak kalıyor. Esas mesele ya Uluslar arası askeri güçle meseleye müdahil olmak, ya da Filistin'in İsrail ile baş edebilecek ve saldırılardan caydıracak askeri güce ulaşmasını sağlamak olmalıdır. Ayrıca, bu tür yardım girişimleri uluslar arası askeri güç ile korunmalıdır.

Altı buçuk milyar insanın, duyarsız kaldığı, Gazze'deki insanlık dışı ablukaya karşı, harekete geçen 600 idealist ve insani değerleri öne alan insanın bu hareketinin sonuçsuz kalmaması için;

  • İnsani yardım gemileri, İsrail'e bırakılmamalı, mutlaka Gazze'ye ulaştırılıp, girişim hedefine ulaştırılmalıdır.

  • Yardım konvoyunda bulunan gönüllüler, salimen ülkelerine ulaştırılmalıdır.

  • Denizden, Gazze'ye insani yardım hattı tesis edilip, işletilmelidir.

Ortaya çıkan krizde Türkiye sorumluluk üstlenmek zorundadır. İslam Dünyası ve uluslar arası toplum Türkiye tarafından harekete geçirilmelidir. 31 Mayıs 2010

Adnan Tanrıverdi

Emekli Tuğgeneral

 

 

 

 

Paylaşmak ister miydiniz?

Submit to DeliciousSubmit to DiggSubmit to FacebookSubmit to Google BookmarksSubmit to StumbleuponSubmit to TechnoratiSubmit to TwitterSubmit to LinkedIn