Siyasî Beyanatlarla ilgili Yorumlar

28 Şubattan Günümüze Yansıyan İzler (24 Şubat 2013)

28 ŞUBATTAN GÜNÜMÜZE YANSIYAN İZLER

28 Şubat 1997 Darbesinin üzerinden 16 sene geçti. Bu gün bu darbenin muhasebesinin yapılması gerekir. Biz de onu yaptık. 28 Şubat nedir? Bu güne bıraktığı izler nelerdir? Bir daha darbe olmaması için neler yapmalıdır?

28 ŞUBAT'I NASIL TANIMLAYABİLİRİZ?

Zamanın, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir tarafından ?Demokrasiye Balans Ayarı? olarak nitelendirilen, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak tarafından ?Post Modern Darbe? olarak vasıflandırılan,

28 ŞUBAT 1997 OLAYI;

  • Müsait yasal mevzuata dayanılarak,

  • Milletin manevi değerlerini tehdit gören seküler, kavmiyetçi, devletçi ve sol ideoloji sahiplerinin kadrolaştığı,

  • Yüksek Yargı, YÖK ve bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının destek ve teşviki ile

  • Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yüksek Komuta kademesini teşkil eden,

    • Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı,

    • Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal,

    • Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya,

    • Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ahmet Çörekçi,

    • Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman ve

    • Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri İlhan Kılıç liderliğinde,

Milli Güvenlik Kurulu kullanılarak, zayıf koalisyon Hükümetlerinin sebep olduğu istikrarsız siyasi ortamdan yararlanarak,

  • Meşru Hükümete,
  • Anayasal düzene,
  • İslami İnancına yaşamak azminde olan kamu görevlilerine ve Üniversitelere,
  • Taraflı basın tarafından yapılan manipülasyonlarla sindirilmiş Milletin, manevi değerlerine ve
  • İslami İnancını yaşamak azminde olan fertlerinin temel hak ve özgürlüklerine indirilmiş,

Planlı ve hazırlıklı bir askeri darbedir.

Devamını oku: 28 Şubattan Günümüze Yansıyan İzler (24 Şubat 2013)

İktidarın Asker Açılımı (12 Şubat 2013)

DARBE YARGILAMALARI

TSK'YI ASLİ GÖREVİNE DÖNDÜRECEK

Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, darbe zanlısı askerlerin tutuklu yargılanmalarının verdiği rahatsızlığı ifade eden beyanatları bu meselenin tarafımızdan da değerlendirilmesine sebep olmuştur.

Meselenin üç boyutu var.

İnsani boyut.

Adaletin tahakkuku.

Yargılamaların Silahlı Kuvvetlerin muharebe gücüne etkisi.

İleri yaşlarında darbe planlamak gibi ağır bir suçtan dolayı tutuklu olarak yargılanmalarının kendilerine verdiği ıstırabı; insan, meslektaş ve yakın arkadaş olarak benliğimizde hissetmemek mümkün değildir. Keşke üzerlerine atılan iddialara hiç muhatap olmasalardı. Ciddi bir kalp ameliyatı geçirmiş olan Ergin Saygun Paşa'ya şifalar dilerim. Tez zamanda sağlığına kavuşur inşaallah.

Adalet penceresinden baktığımızda;

Cumhuriyet tarihinde cereyan eden askeri darbe ve müdahaleleri düşünmeden, bu kalkışmaların Türk Milleti, Devleti ve Silahlı Kuvvetlerinde açtığı yaraları ifade etmeden, yargılamanın gerekip- gerekmediği hakkında fikir yürütmemiz doğru olmaz.

Devamını oku: İktidarın Asker Açılımı (12 Şubat 2013)

Askeri Okullarda MÜFREDAT DEĞİŞMELİDİR (03 Ekim 2012)

?ASKER VE DİNİ DEĞERLER

Güncel ve Bilimsel yaklaşımlar ?

PANELİ-2008

AÇIŞ KONUŞMASI

(02 MART 2008 Tarihinde ASDER tarafından planlanan, tarafımızdan yönetilen, bildirileri ASDER Bültenine ek olarak yayınlanan, ?Asker ve Dini Değerler; Güncel ve Bilimsel Yaklaşımlar? Panelinin tarafımızdan yapılan açış, bildiri özetleri ve kapanış konuşmaları, o günleri hatırlamak ve kat edilen mesafeyi değerlendirmek üzere bu gün okuyucularımızın dikkatine tekrar sunmak ihtiyacı duyulmuştur.)

(PANELİN YAPILDIĞI TARİH, ÜNİVERSİTELERDE KIYAFET SERBESTİSİ GETİREN YASANIN İPTALİ TEKLİFİNİN ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN GÖRÜŞÜLDÜĞÜ VE AK PARTİYE KAPATMA DAVASININ AÇILDIĞI DÖNEMDE OLDUĞU İÇİN AYRICA ÖNEM KAZANMAKTADIR.)

Değerli misafirler;

Bilim, fikir ve devlet adamı kimlikleri ile toplantımıza anlam katan konuşmacı konuklarımız; muhterem hanımefendiler, basınımızın değerli temsilcileri ve derneğimizin kıymetli mensupları, ?Asker ve Dini Değerler; Güncel ve Bilimsel Yaklaşımlar Panelimize? hoş geldiniz. Toplantımızı şereflendirdiniz. Şahsım ve Adaleti Savunanlar Derneği mensupları adına, teşekkürlerimi arz ederim.

ASDER olarak, 2006 yılı sonlarında, yönetim kurulumuzda  yaptığımız değerlendirmede, 2007 yılını, milli iradenin devletin tüm kurumları üzerinde hakimiyet tesis etmesi için belirli faaliyet ve fırsatları içinde barındıran, TC tarihinde fevkalade önemli bir yıl olacağı yargısına varmıştık.

Derneğimizin kuruluş gayesine uygun olarak da; sürece müspet katkı sağlamak amacıyla; Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, TBMM?nin yetkisi içinde seçimin yapılması gerektiği temalı bir  Panel; zamanında yani Kasım2007?de yapılacak genel seçimlerden hemen sonra da, yeni Meclise ve Bakanlar kuruluna mesaj olması açısından, Silahlı Kuvvetlerde din eğitimine önem verilmesi ihtiyacını işleyen bir panel yapmayı planlamıştık.

İlk panelimizi ?Milli İradeye Saygı-2007? olarak planladık ve 15 Nisan 2007 tarihinde icra ettik.

Devamını oku: Askeri Okullarda MÜFREDAT DEĞİŞMELİDİR (03 Ekim 2012)

İç Hizmet Kanununun 35. Maddesi Nasıl İfade Edilmelidir (12 Mayıs 2012)

TSK İÇ HİZMET KANUNUN
35' İNCİ MADDESİ
DEĞİŞİYOR

 

Basında yer alan haberlere göre; Hükümetin, meşhur 211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin değişmesi için kolları sıvadığı anlaşılmaktadır.

Geçmiş darbelerin, önemli üç dayanağından ilki, darbelere gerekçe gösterilen Anayasa ve yasa maddeleridir. Bu yasal mevzuattan en önemlisi de İç Hizmet Kanununun 35. Maddesidir.

Bu madde cuntacılar tarafından darbelere dayanak yapıldığı gibi, darbeci cuntaların oluşmasında da teşvik edici bir unsur olmuştur.

Mevcut hali ile, ?Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.? şeklinde ifade edilen bu madde; Silahlı kuvvetlerimizin dış güvenlikten ziyade iç güvenliğe yönelmesine, siyasete müdahale etmesine, siyasi iktidarları vesayet altına almasına ve rejim muhafızı gibi görev yapmasına neden olmuştur.

Bu görevi yapabilmek için de rejim düşmanları yaratarak, ülke sathında devlet eliyle bölünmelere yol açmıştır.

Devlet mekanizmasında otoriter bir konuma geldiğinden denetlenememiş, kendi başına buyruk hale gelmiş ve yurdu koruma görevinden ziyade ve yetişme şartlarına uygun olmamasına rağmen, daha kolay olan, rejimi koruyan iç güvenlik kuvveti haline dönüşmüştür.

Bunun sonucu olarak da müdahaleler, darbeler ve vesayet sistemi oluşmuştur.

Basına yansıdığına göre, mevcut görev tanımındaki ?Cumhuriyeti kollama ve koruma? lafzı çıkarılarak, yerine ?dış tehditlere karşı vatanı savunma ve koruma? lafzı konulmasının düşünüldüğü anlaşılmaktadır.

Gelinen noktayı, memnuniyet verici önemli bir gelişme olarak değerlendirmemiz gerekir.

 

Ancak, 35. Maddenin değiştirilmesi imkanı oluşmuşken, geniş bir bakış açısı ile, hem darbelere dayanak yapılamayacak şekilde ifade edilmeli, hem farklı yorumlara sebebiyet vermeyecek kadar açık ifade edilmeli, hem de TSK'nın yeniden yapılanması kapsamında ele alınmalıdır.

Devamını oku: İç Hizmet Kanununun 35. Maddesi Nasıl İfade Edilmelidir (12 Mayıs 2012)

27 Nisan Genelkurmay Bildirisi Beşinci Yılını Doldurdu (28 Nisan 2012)

27 NİSAN GENELKURMAY BİLDİRİSİ

BEŞİNCİ YILINI DOLDURDU

(28 Nisan 2012 Saat 05:00)

11. Cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçimini engellemek ve milli iradenin tecelli yeri olan TBMM?nin itibarını yok etmek için başlatılan bir seri girişimleri desteklemek amacına dönük olarak Genelkurmay Başkanlığı İnternet Sitesinde 27 Nisan 2007 günü, gece yarısı saat 23:30 da yayınlanan ve Siyasî tarihimize ?ELEKTRONİK MUHTIRA? olarak geçen, talihsiz Genelkurmay Bildirisi beşinci yılını 27/28 Nisan 2012?de tamamlamıştır.

Genelkurmay WEB Sitesine bildirinin yerleştirildiği gece saat 03:00'de tarafımdan hazırlanarak, o gecenin sabahı, yani 28 Nisan 2007 saat 05:00'e kadar, yazılı ve görsel basına, Yasa ve Yürütme Organlarımızın Üyelerine gönderilen ve ASDER Protestosu olarak da 29 Nisan 2007'de basında yer alan, ?Genelkurmay bildirisi muhalefetle koordineli yapılan demokrasi dışı bir girişimdir.? başlıklı karşı bildirimizin tam metni, hafızaların tazelenmesi amacıyla aşağıda sunulmuştur.

27 Nisan ?Elektronik Muhtırası?; çarpık laiklik anlayışları ile, İslâmî Dinî inanca dönük ve tamamen temel hak ve özgürlüklerin gereği olan her türlü davranışları tehdit gibi görüp gösteren, yersiz korku ve endişelerle, 28 Şubat sürecinde Milletin Dini Hayatı üzerine konulan hukuk dışı yasak ve kısıtlamaların devamını savunan ve TBMM, Anayasa Mahkemesi ve Cumhuriyet Hükümetini baskı altına alma amacıyla; 28 Şubat'ın son versiyonu olan Askeri Cuntanın ve tesis ettiği Askeri Vesayetin son açık çıkışı olarak tarihteki yerini almıştır.

Devamını oku: 27 Nisan Genelkurmay Bildirisi Beşinci Yılını Doldurdu (28 Nisan 2012)